| Hala o berbat sigara tiryakilerini mi dövüştürüyorlar? | Open Subtitles | الا يزال يرمي هؤلاء المُنتشين الفظيعين ؟ |
| Neden bu berbat insanlarla burada birliktesiniz? | Open Subtitles | لماذا أنت هنا مع هؤلاء الناس الفظيعين ؟ |
| Tanrım! Ne berbat bir avukatsın sen öyle? | Open Subtitles | ياإلهي اي نوع من المحامين الفظيعين أنت ؟ ... أنا لست محامياً عل الإطلاق , في الحقيقة |
| Sonra beni terkettiler ve o korkunç Koreliler tarafından evlat edinildim. | Open Subtitles | و بعدها قاموا بالتخلي عني و بعدها تم تبني من قبل أولائك الكوريين الفظيعين |
| Arkadaşlarımız ve onların korkunç çocuklarına aldığımız hediyelere binlerce dolar harcadık. | Open Subtitles | صرفنا الاف الدولارات على الهدايا لأصدقائنا و أطفالهم الفظيعين. |
| Lux, gerçekten berbat birçok insanla beraber kaldı. | Open Subtitles | (لاكس) تنقّلت بين العديد من الأشخاص الفظيعين |
| Örneğin berbat bir adam. | Open Subtitles | كالرجال الفظيعين مثلاً |
| Senden ve korkunç arkadaşlarından güvende hissettiğim tek yer. | Open Subtitles | هو المكان الوحيد الذي شعرت به بالأمان منك .و من أصدقائك الفظيعين |
| O korkunç Castili akrabaların her şeyi mahvetti. | Open Subtitles | أنا آسفة للغاية، أجدادك الكاستيين الفظيعين .خرّبوا كلّ شيء |
| korkunç insanların korkunç şeyler yaptığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن الأشخاص الفظيعين يفعلون أموراً فظيعة |