Bart bana çok kızgın çünkü bir şey almamı istedi, ben de doğru bir davranış olmadığı için yapmadım... | Open Subtitles | (بارت) غاضب لأنه يرغب أنأبتاعله شيئاً.. لكن لم أعتقد أنه الفعل الصواب |
Yolun ortasında uzanıp yıldızlara bakar senin gibi insanlarla muhabbet edip kendimi onları öldürmenin kötü bir içgüdü ve hayatlarını bağışlamanın doğru bir davranış olduğuna inandırmaya çalışırdım. | Open Subtitles | كنت سأستلقي على قارعة الطريق محملقًا في النجوم... أناقش أناس مثلك محاولًا إقناع نفسي بأنّ قتلهم غريزة شرّيرة... وأنّ الصفح عن حياتهم هو الفعل الصواب. |
Evet, ama doğru olanı yaptım. | Open Subtitles | لم تفعلي ، ولكنه كان الفعل الصواب |
Ben sadece doğru olanı yaptım. | Open Subtitles | توقّف، كان الفعل الصواب |
Ama arkadaşlarım ve ailem, benim bundan daha iyi birisi olduğumu bana hatırlattı ve yapılacak doğru şey seni buraya çekmekti, öldürmek değil. | Open Subtitles | .. عائلتي أخبروني انني أفضل من هذا وانه الفعل الصواب الذي يجب ان أفعله |
O zaman o iki masum çocuğu kaçıracağım çünkü yapılacak doğru şey bu. Hayır. | Open Subtitles | إذًا سأختطف الطفلتين البريئتين لأن هذا هو الفعل الصواب. |
Yolun ortasında uzanıp yıldızlara bakar senin gibi insanlarla muhabbet edip kendimi onları öldürmenin kötü bir içgüdü ve hayatlarını bağışlamanın doğru bir davranış olduğuna inandırmaya çalışırdım. | Open Subtitles | كنت سأستلقي على قارعة الطريق محملقًا في النجوم... أناقش أناس مثلك محاولًا إقناع نفسي بأنّ قتلهم غريزة شرّيرة... وأنّ الصفح عن حياتهم هو الفعل الصواب. |
yapılacak doğru şey bu. | Open Subtitles | انه الفعل الصواب |
- yapılacak doğru şey bu Gabriel. | Open Subtitles | -انه الفعل الصواب, يا (غابرييل ) |