Bir bacağını şu Cadillac'ın tamponuna diğerini de şu Ford'a bağlarım ve "bum!" | Open Subtitles | و سأربط إحدى ساقيه لهذه السيارة الكاديلاك و الآخرى للسيارة الفورد و سأسحقه |
Ford Fiesta'nın bagajını dolduracak kadar para, bana göre, bu... | Open Subtitles | إنها الدفعة المقدمة من سيارتي الفورد فييستا حسب معرفتي هذا.. |
Toyota burada çok kötü bir başlangıç yapıyor, görebilirsiniz, ve Birleşik Devletler Ford şurada yol dışına çıkıyor. | TED | بدأت التويوتا بداية سيئة للغاية في الأسفل كما ترون, و تخرج الفورد الأمريكبة عن الطريق هناك |
Dans pistine koştum, sakın gelme diye uyarmak için ama seni göremedim döndüğümde ise o adamları mavi Ford'a binerken gördüm. | Open Subtitles | ركضت مسرعة الى قاعة الرقص لأحذرك ألا تأتي، لكني لم أرك، فعدت، ورأيت أولئك الرجال يركبون الفورد الزرقاء |
Çöplükteki eski Ford'u biliyorsun? | Open Subtitles | أتعرف سيارة الفورد القديمة في ساحة الخردة |
Ford"a binmiş bir herif onu ve göremediğim bir herifi kovalıyor. | Open Subtitles | الرجل في السيارة الفورد يطاردها واشخاص اخرون لا استطيع رؤيتهم |
Ford'a binmiş bir herif onu ve göremediğim bir herifi kovalıyor. Herhalde Jeffrey'in psikiyatrına yönelik... başka bir kaçırma olayıdır. | Open Subtitles | الرجل في السيارة الفورد يطاردها واشخاص اخرون لا استطيع رؤيتهم |
- Benim Ford'uma biniyorlar! - Burada bekle. O tehlikeli biri. | Open Subtitles | ـ إنهم يدخلون سيارتى الفورد ـ إنتظر هنا إنه خطر |
Şuan tamamen Ford üzerineyiz. Ama Porsche ve Audi isim hakkı harika olurdu. | Open Subtitles | ونحن على وشك فتح محلات لسيارات الفورد بروش، أودي وفرانتشيز |
Açıkası o malum durumu öğrendiğimde birden beyaz Ford Bronco'ya kurulup Kanada'ya fıyma düşüncesi kafama esti. | Open Subtitles | تعرفون , صدقاً , مثلا , عندما علمت بهذا الامر أصبح لدي هذه الومضة عني , في سيارة الفورد برانكو و انا اودع كندا |
Soruyorum çünkü şuradaki eski Ford'la motorlarını değiştirmek isteyebilirim. | Open Subtitles | السبب لسؤالي هو انني يمكن ان اغير محرك تلك الفورد القديمة |
Ağzına kadar dolu bir Ford Focus'um var. | Open Subtitles | ولقد قمت بتعبأة سيارتي القديمة الفورد بالكامل |
Ford Galaxy marka arabalarında yoldan inerlerdi. | Open Subtitles | يأتون للبلدة ويقودون سيارتهم الفورد جالاكسي |
-Kırmızı Ford'daki adam vefat etti. | Open Subtitles | الرجل الذى بالسيارة الفورد الحمراء متوفى |
Ford, Plymouth ve Cadillac'ın parçalarını değiştiriyoruz. | Open Subtitles | لقد قمنا بتبديل أجزاء بين سيارات الفورد والبليموث والكاديلاك |
Ve burada bir çeşit sarı Ford ile Aşağıda buradaki kırmızı Toyota, ve kahverengi Volvo ile bir yarış düzenleyeceğim | TED | و سوف اقوم بإقامة سباق هنا بين الفورد الصفراء هنا و التويوتا الحمراء هناك و الفولفو البنية . |
Wilshire Caddesi'ndeki bej renkli Ford'a teslim etmenizi istiyorum. | Open Subtitles | وأريد توصيله إلى سيارة الفورد" الصفراء أمام الفندق" |
Bu yüzden, ben bu Ford'u tamir ediyorum. | Open Subtitles | لهذا السبب انا اعمل دائما فى الفورد |
Ford Fiesta'nın bagajını dolduracak kadar para. | Open Subtitles | إنها الدفعة المقدمة لثمن سيارتي الفورد |
Şuradaki eski Ford'dan işine yarayacak parçaları alabilirsin. - Tamam. | Open Subtitles | خذ المحور من تلك الفورد القديمة هناك |