Şimdiyse formaldehit içerisinde varillere tıkıştırılmış bir hâlde bataklıkta yüzüyorlar. | Open Subtitles | والآن يطفين في الفورمالدهايد ومحشورات في براميل منتشرة حول مستنقع |
O kadar çok formaldehit salar ki duruma federal yasa el koyar ve formaldehit sızıntı tehlikesiyle ilgili yeni taşınabilir ev alıcılarını uyarır. | TED | غازات الفورمالدهايد تسربت بكثرة هناك لذا أنشأ قانون فيدرالى فى المكان لتحذير مشتريين المنازل المتنقله الجديدة من خطر الفورمالدهايد على الغلاف الجوى. |
İçine formaldehit doldurulana kadar, yara dokuları renksizdir. Bunlar, işlem esnasında ortaya çıkar. | Open Subtitles | فيما تضخ سوائل " الفورمالدهايد " أنسجة الضرر تغير لونها حيث تجلب الكدمات للعملة |
Eğer damarlarıma formaldehit sıvısı enjekte edersek, bu sinir yollarını taşlaştırır ve beynimi dondurur. | Open Subtitles | لو قمنا بحق محلول ... الفورمالدهايد في عروقي فسيقوم بتحجير مساراتي العصبية وبتجميد مخي تماماً |
formaldehit tahriş edebilir, ama etanol bu etkiyi hissetmemi önler. | Open Subtitles | ... قد يثور الفورمالدهايد لكن يجب أن يمنعني الإيثانول من الشعور بتأثيره |
İstediği zaman gelip bakabilsin diye onları formaldehit içinde korumuş. | Open Subtitles | لقد حفظها (بويد) في محلول الفورمالدهايد ليتمكّن من المجيئ وزيارتها |
Kişisel gelişim ve kadınları formaldehit içinde depolamak. | Open Subtitles | تطوير الذات، وتخزين النساء في محلول الفورمالدهايد" |
Hobileri: Kadınları formaldehit içinde depolamak. | Open Subtitles | تخزين النساء في محلول الفورمالدهايد" |
...ve kadınları formaldehit içinde depolamak. | Open Subtitles | "وتخزين النساء في محلول الفورمالدهايد" |
Kişisel gelişim ve kadınları formaldehit içinde depolamak. | Open Subtitles | تطوير الذات) وتخزين النساء في محلول الفورمالدهايد" |