Afet bölgesine derhal malzeme göndermelerini sağla. | Open Subtitles | إجعلهُ يرسل إمدادات على الفور إلى منطقة الكارثة. |
"Başkan, bütün vatandaşlardan bu adamla ilgili her türlü bilgiye karşı tetikte olmalarını ve bu tip bilgileri derhal polise, orduya veya FBI'a ulaştırmalarını istedi." | Open Subtitles | حث الرئيس جميع المواطنين ليكونوفي حالة تأهب تحسبا لأية معلومات عن هذا الرجل ، وايصال اي معلومات على الفور إلى الشرطة ، الجيش أو مكتب التحقيقات الاتحادي. |
derhal Singapur'a git ve neden gemimiz buradan hareket etmemiş öğren | Open Subtitles | إذهب على الفور إلى " سنغافورة " وإكتشف لماذا لم تبحر سفينتنا بعد |
Annen derhal gözaltına alınmıştı. | Open Subtitles | تمّ أخذ أمّكِ... على الفور إلى الحجز لكنّي أفترض أنّكِ ذهبتِ للمخفر لرؤيتها؟ |