Bulutların arasından çıkıp karayı aydınlatan bir güneş ışığı demeti de olabilir, daha karanlık bir çevreye göre aydınlatan. | TED | ويمكن ان يكون أيضاً ضوء الشمس الذي يخترق الغيوم ويضيء رقعة من الأرض ، فتسلط الضوء عليها مقارنة مع البيئة القاتمة. |
Ancak Jack liderlik için Ralph ile yarışınca grup bölünür ve çocuklar karanlık dürtülerine boyun eğer. | TED | وبينما يتنافس جاك على القيادة مع رالف، تنقسم المجموعة ويذعن الصبية لرغبتهم القاتمة. |
Ama sonra şirket karanlık döneme bu Demokratın kontrolüne geçti. | TED | ولكن بعد ذلك تمر الشركة خلال هذه المرحلة القاتمة لهذا الحزب الديمقراطي. |
Sözde "Kara Riyakarlık" olarak dışa vurdukları bir sırrın muhafızlığını yaparlar. | Open Subtitles | و هم حراس لسر ...يفترضون أنه يشير إلى خديعة الإنسان القاتمة |
koyu, Kara renge dönmem lâzım. | Open Subtitles | أحتاج إلى السمرة العميقة و القاتمة و الوحشية |
Bakıldığında bu kasvetli istatistikler korkutucu bir soru ortaya çıkarıyor: Temiz suyumuz bitiyor mu? | TED | باعتبارها مجتمعة، فإن هذه الإحصائيات القاتمة تطرح سؤالا مفزعا: هل تنفد منا المياه النظيفة؟ |
koyu yüzeylerde metal parçacıklarını tespit eden yeni bir yöntem kullanıyorum. | Open Subtitles | أنا أستعمل نهجاً جديداً يكشف الجسيمات المعدنية المجهرية على السطوح القاتمة |
Modern bilim, hayatın okyanusun derin ve karanlık sularında başladığını söyler. | Open Subtitles | العلوم الحديثة أخبرتنا أن الحياة بدأت من أعماق المحيطات القاتمة |
Herkes doğunun karanlık ve kasvetli gücünden korktu. | Open Subtitles | انهم يخشون دائما الظلام والبلد القاتمة في شرق البلاد |
Kendini çok olumsuz bir şekilde sunmayı sevdiğini, ve herkesten kötü olduğuna dair bir tür karanlık bir yanılgı içinde olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك تريدين إظهار نفسك بصورة سلبية وأن لديك هذا النوع من النزعة القاتمة بأنك أسوأ من أي شخص آخر |
Ne güzel ilk karanlık Olan ve en yeni karanlık Olan yan yana, kardeş gibi. | Open Subtitles | ما أحلى أنْ تقف القاتمة الأولى والقاتمة الأحدث كأختَين |
Hakkın yok. O karanlık objeler ailemin mirası. | Open Subtitles | هذا ليس من حقّك، هذه الأدوات القاتمة إرث أسرتي. |
Benim olanı geri istiyorum karanlık eşyalar başta olmak üzere ve senin dikkatini çekmem gerektiğini anladım. | Open Subtitles | إنّما أودّ استرجاع ما يخصّني، بدءًا بأدواتي القاتمة لذا تراءى لي أنّي بحاجة للفت انتباهك، لذا هل لفتُّه؟ |
Ve onunla adil bir şekilde savaşamadığım için de o karanlık nesnelere ihtiyacım var. | Open Subtitles | وطالما لا يمكنني قتالها على نحوٍ متكافئ فإنّي أحتاج لتلك الأدوات القاتمة. |
Neyse ki karanlık nesnelerim yanımdaydı. | Open Subtitles | لقُتلت، حمدًّا لله أن أدواتي القاتمة كانت معي. |
karanlık nesneleri olan birisine sinsice yaklaşırsan zarar görebilirsin. | Open Subtitles | فقد تتأذّي إن ترصدت بشخص يملك خزينًا من الأدوات القاتمة. |
Bin yıllık kendi özel koleksiyonumdan büyülü malzemeler ve Kara nesneler getirdim. | Open Subtitles | وفرة من العناصر والأدوات القاتمة من مجموعتي الخاصة التي جمعتها خلال ألف عام. |
- Şu Kara madde şeyini yeniden atacak sanırım. - Biz de bizimkini kullanırız. | Open Subtitles | إذا كانت مسئلة المادة القاتمة مرة أخرى سوف نستخدمها عليه. |
Bu yüzden Kara nesneleri giriş salonuna.. ..atarsın ve ben de bütün işi yapayım. | Open Subtitles | إذن يمكنك التلويح بأدواتك القاتمة وترك كلّ العمل القذر عليّ. |
- Kara internet dandik hariç her şey olabilir. | Open Subtitles | الشبكة القاتمة أبعد ما يكون عن الابتذال. |
Bu kasvetli Rusya toplumu portresi, yazarın karmaşık yaşam tecrübelerini ve gelişen fikirlerini yansıtıyor. | TED | هذه الصورة القاتمة للمجتمع الروسي تعكس الخبرات الحياتية المعقدة للمؤلف وتُجدد الأفكار. |
koyu takım elbise ve kravatın gösterişsiz zarafeti yerine.. ...donuk toprak renklerinde rahat kıyafetler giymek bir tür moda intiharı. | Open Subtitles | استبدال رونق الحلة القاتمة والربطة بهذه الألوان غير الرسمية منعدمة الذوق |