Büyük liderler rakamları kurtarmak için çalışanlarını hiçbir zaman feda etmezler. | TED | لم يكن القادة العظماء ليضحوا أبدا بموظفيهم من أجل إنقاذ أرباحهم. |
Batili ve Arap liderler arasinda tarihi bir anlasmaya sahit olabliriz | Open Subtitles | وقد نكون على شفا اتفاق تاريخي بين الغرب و القادة العرب |
Birleşik Devletlerin askerî liderleri, bölgedeki gelişmenin can sıkıcı olduğu kanısında. | Open Subtitles | يعتقد القادة العسكريون الأمريكيون أن التطوير في المنطقة يبعث على القلق. |
Dünyadaki en iyi liderlerin profillerini paylaşıyorum, Martin Luther King, Nelson Mandela gibi. | TED | شاركت معهم الملف الشخصي لأفضل القادة مثل الملك مارتن لوثر و نيلسون مانديلا |
Sınırların tarihsel açıdan en keyfi olduğu ve lider nesillerin birbirleriyle düşmanca ilişkiler içinde olduğu tüm bu bölgeler. | TED | كل تلك المناطق حيث الحدود تاريخياً أكثر تعسفية وحيث أجيال من القادة كانوا على علاقات عدائية مع بعضهم البعض. |
Büyük liderler güç peşinde koşmaz, gerektiği için lider olurlar. | Open Subtitles | القادة العظام لا يسعون وراء السلطة لكنهم يدعون عند الضرورة |
Bugüne dek bölgesel liderler ve ben gerçeği ulusun güvenliği için koruduk. | Open Subtitles | حتى اليوم، القادة الأقليميون و انا حرسنا الحقيقة من أجل آمن العامة |
Tüm liderler, yeni hükümetin nasıl olacağına karar vermek için gizli bir zirvedeler. | Open Subtitles | جميع القادة مجتمعين لعقد اجتماع سري في محاولة لمعرفة كيفية تشكيل حكومة جديدة |
Bu liderler işgale son vermek ve bölgede barışı sağlamak için büyük çapta ulusal bir pasif eylem düzenlemeye çalışıyorlar. | TED | هؤلاء القادة يحاولون صياغة حركة لاعنف وطنية واسعة النطاق لانهاء الاحتلال وبناء السلام في المنطقة. |
Bölge liderleri, bu sorunları daha sonra ele almayı yeğledi. | TED | ولكن القادة المحليون قرروا الالتزام وقرروا المضي قدماً |
Hükümet liderleri, insan ruhunun en yüksek ifadesi olan kültürü kutlamak için bu yıllık etkinlikleri ortaya çıkardı. | TED | كان القادة يقيمون مثل هذه الأحداث السنوية للاحتفال بالثقافة كأسمى وسائل التعبير للنفس البشرية |
Yeni nesil Afrikalı liderleri yetiştirecek 25 tane yeni üniversite daha açıyoruz Afrika'da. | TED | ببناء 25 جامعة جديدة في أفريقيا التي ستُنَمِّي ذلك الجيل القادم من القادة الأفارقة. |
İşte liderlerin ortak noktası bu. İlk olarak gidişatı kabullenmiyor, zorluyolar. | TED | هذا ما يشترك فيه القادة الامر الاول انهم يتحدون الوضع الراهن |
Bu; ister iklim değişikliği olsun, ister göç olsun, isterse finansal sistem olsun bu tarz karmaşık ve sınır ötesi sıkıntılarla başa çıkarken liderlerin tekrar tekrar kullandıkları model. | TED | هذا قد يكون النمط الذي سيتبعه القادة السياسيون مراراً و تكراراً عندما نتعامل مع هذه المشاكل المعقدة العابرة للحدود سواء كانت تغيرات المناخ او الهجرة أو حتى النظام المالي |
Bir çok siyasi lider, buna ben de dahil olmak üzere, halkımızın güvenini kaybettik. | TED | ليس من الغريب ان العديد من القادة السياسيين و لا أستثني نفسي فقدوا ثقة شعوبهم |
Diplomasinin beceriyle, sürdürülebilir bir şekilde, liderlere ve onların peşinden gidenlere baskı ve teşviki doğru dozda içerecek şekilde yapılması gerekir. | TED | ينبغي أن تُجهّز الدبلوماسية بدعومات كافية ومستمرة وأن تقوم بتطبيق خليط مناسب من الحوافز والضغوطات على القادة والأتباع |
Düşünmüştüm ki Patronlar en azından cinayet masasına ödeme yapıyorlardır. | Open Subtitles | ظننت أن القادة سيتمكّنون من الحفاظ على أجور القسم الجنائي |
Bir zamanlar komutanlar askerleri bir araya toplayıp toprak bir araziye düşman pozisyonunu simgeleyen kayalar yerleştirerek prova yaparlarmış. | Open Subtitles | في الوقت السابق كانت القادة قبل المعركة يجمعون قواتهم ويتدربون على مخططات المناورة على الصخور الوسخة لتصوير مواقع العدو |
Memnuniyetsizliği yalnız beyaz adamdan değil, ... burada oturup siyah adam'ın sözcüsüymüş gibi konuşan, Tom Amca kılıklı, Zenci liderlerden de! | Open Subtitles | ليس فقط من البيض, ولكن أيضا ً .. من القادة الزنوج الموالين لهم الذين يحاولون أن .. يتكلموا |
Demek ki, şartların pek de elverişli olmadığı durumlarda bile bölge liderlerinin ve uluslararası liderliğin önünde bir fark yaratma ve iyileştirme seçeneği bulunuyor. | TED | اذا حتى في المواقف التي يكون فيها المردود اقل من المتوقع فان القادة المحليون والقادة في كل العالم لديهم الخيار لكي يجعلوا النتائج افضل |
Affınıza sığınarak, efendim, sanırım tüm komutanları alarma geçirmeliyiz. | Open Subtitles | , مع كل إحترامى ، ياسيدى أعتقد يجب أن نبلغ . كل القادة |
Aramızdaki en yaşlı ve en bilgelerden. Davamızın önemli bir lideri. | Open Subtitles | إنها من أكبرنا و أكثرنا حكمة و أحد أهم القادة فى سبيل قضيتنا |
David adındaki bir adam tahta çıktı, ve Kral David neslinin en önemli liderlerinden biri haline geldi. | TED | رجل يدعى داوود جاء الى العرش وأصبح الملك داوود واحدا من القادة العظام في جيله |
Başkan'a hangi yabancı liderlerle... nerede buluşacağı konusunda tavsiyeler veriyorsun. | Open Subtitles | يستشيرُك الرئيس فيما يتعلّق بأي القادة الأجانب يلتقي ومكان اللقاء؟ |
Bizi takip edebilmeleri için komutanlara yerimizi bildirecek. | Open Subtitles | سوف يُعلم القادة بمسيرتنا حتى يمكنهم أن يتبعونا |
Bill için çalışan bir çok kişi bize kendisinin Silikon vadisindeki önde gelen insanlardan olduğunu düşündüklerini söylediğinde biz de aynı kanıya vardık. | TED | عندما أخبرنا عديد ممن يعمل لدى بيل أنه برأيهم أحد أميز القادة في وادي السيليكون، وافقناهم تمامًا. الرجل عبقري. |