"القادر على" - Traduction Arabe en Turc

    • edebilecek
        
    • yapabilecek
        
    • edebilen
        
    • kişi de
        
    Çünkü o zaman sana yardım edebilecek tek kişi ben olacağım. Open Subtitles لأنّي سأكون الوحيد القادر على المساعدة، ثقي بي في ذلك، اتّفقنا؟
    Bize yardım edebilecek tek adam o. Open Subtitles وربما يكون هو الشخص الوحيد القادر على مساعدتنا
    Programınızın hayranı ve yardım edebilecek kişinin siz olduğunu düşünüyor. Open Subtitles هو من المعجبين المخلصين لبرنامجك و يشعر أنك الرجل الوحيد القادر على مساعدته
    Yapmanı istediğim şeyi yapmalısın çünkü bunu yapabilecek tek kişi sensin. Open Subtitles يجب أن تقوم بما طلبتهُ منك لأنك الوحيد القادر على فعله.
    - Sangraal'i tekrar yapabilecek tek adamı muhafaza etti. Open Subtitles لقد حفظت الرجل الوحيد القادر على بنائها ثانيهً
    İsa yahudileri kurtarmak için geri geliyor, çünkü yapabilecek tek kişi o. Open Subtitles الفهم الخاطىء لكل هذا الهُراء المسيح سيعود لإنقاذ اليهود لإنه الوحيد القادر على هذا
    Bunun iki iri yarı işadamıyla baş edebilen 100 yaşında bir seri katilin işi olduğunu mu ? Open Subtitles هذا عمل قاتل عمره 100 سنة ؟ و القادر على رجلي أعمال طولهم 6 أقدام ؟
    - Cevap verebilecek tek kişi de öldü. - Marriott mu? Open Subtitles الرجل الوحيد القادر على اخبارى قد مات ماريوت ؟
    Oraya girip onlara yardım edebilecek tek kişi ben olabilirim. Open Subtitles ربما أكون الشخص الوحيد القادر على الدخول هناك ومساعدتهم
    Başım dertte olsa ve tek yardım edebilecek kişi Lex olsa sen ne yapardın? Open Subtitles إن كنا في مأزق وليكس الوحيد القادر على المساعده ماذا كنت لتفعل؟
    Bu galakside beni yok edebilecek tek silah orada. Open Subtitles بواسطتها، تكون السلاح الوحيد فى المجرة القادر على تمديرى
    Olamam işte. Tanrım. Bana yardım edebilecek tek kişi olduğunu mu düşünüyorsun? Open Subtitles اللعنة، هل تحسب نفسك الوحيد القادر على مساعدتي؟
    Onu hapse tıkmak için gerekli olan kanıtı elde edebilecek tek kişi sizsiniz. Open Subtitles أنت الشخص الوحيد في صفنا القادر على اعطائنا دليلاً غير اجرامي كي نزجه للسجن
    Diğer baban bunu yapabilecek tek kişi değil, biliyorsun. Open Subtitles . . والدكِ الآخر ليس الوحيد القادر على فعل أشياء للنجاة
    Bunu yapabilecek tek kişi de, dışarıda bekleyen polis. Open Subtitles والشخص الوحيد القادر على ذلك هو الشرطي الموجود في الخارج
    Bunu yapabilecek tek şahıs da kapıdan dışarıya adımını attı. Open Subtitles لكن الشخص الوحيد القادر على إتمام الأمر خرج لتوه من الباب.
    Bunu yapabilecek tek şey can otu. Ölüleri diriltebiliyor. Open Subtitles الشيء الوحيد القادر على انقاذها .. هي عشبة الروح , يمكنها أن تحيي الميت
    Sen de az önce sebebini söyledin. Ve tüm şüphelilerimiz arasında bir tek sen bunu yapabilecek durumdasın. Open Subtitles لقد اعترفت الآن بالدافع، ومن بين جميع المُشتبه بهم الذين لدينا، أنت الوحيد القادر على تنفيذ ذلك.
    Profesyonelce hareket edebilen tek kişi neden benim? Open Subtitles لِمَ أنا الشخص الوحيد القادر على التصرف بنمطٍ إحترافي ؟
    Belki öyle hareket edebilen tek sen değilsindir Jay Garrick, Barry Allen, Wally West, gerçek adın her neyse. Open Subtitles ربما لست الوحيد القادر على التحرك على هذا النحو... جاي غاريك)، (باري آلين)... ) (والي ويست)، مهما كان اسمك
    Bir partinin başı dertte ve onu kurtarabilecek tek kişi de benim. Open Subtitles حفلة في خطر وأنا الوحيد القادر على عتقها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus