reşit olmayan ölü kızlar ve milletvekili yardımcıları insanları huzursuz ediyor. | Open Subtitles | الفتيات القاصرات المقتولات ومساعدو أعضاء الكونغرس يوترون الناس |
Çılgın müzik yapımcısı, kendini yazan, reşit olmamış kızların tadına bakarak koca bir evde bir başına yaşıyor. | Open Subtitles | منتج أغاني مجنون يعيش وحيداً في منزل خالي , مع نكهة من الفتيات القاصرات الكتاب يكتب نفسه |
reşit olmayan kızlarsız nasıl gizli bir dükkan işletebilirsin ki? | Open Subtitles | كيف تتوقع تشغيل المكفوفين دون الفتيات القاصرات ؟ |
Hannah gibi reşit olmayan kızların evinin önünden geçtiğine bakarsak belli oluyor. | Open Subtitles | أحب المشي يبدو من ماضيك أن المرور حول بيوت الفتيات القاصرات مثل هانا |
Siktiğim en iyi amcık North Beach'ten reşit olmamış bir kızdı. | Open Subtitles | أفضل نساء يمكن أن تحصل عليهم يوماً مع الجميلات القاصرات من الشاطئ الشمالي |
Polisi aramayı düşünüyordum ve polise benim reşit olmayan kızımla seviştiğini anlatmayı. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر أنني سيدعو الشرطة ونقول لهم عنك تلبية مع ابنتي القاصرات |
reşit olmayan kızlar ve seks gerçekten benim tarzım değil, tatlım. | Open Subtitles | الفتيات القاصرات , أتعلمين , الجنسـ... حقاً... |
Adam kaçırıp reşit olmayan kızları pazarlayarak Wyoming'de geçinip gidiyordu. | Open Subtitles | قضى حياته في تهريب الفتيات القاصرات لأجل الجنس في (وايومنغ). |
reşit olmayan kızlar iki kat daha karlı. | Open Subtitles | الفتيات القاصرات هم نصف القرعه |
Eğer reşit olmayan kızları pazarlamıyorsan öyle. | Open Subtitles | إذا لم تكن تتاجر بالفتيات القاصرات |
Sen de reşit olmayan şıllıkları becerenlerin Michael Jordan'ısın. | Open Subtitles | حسناً، و أنتَ (مايكل جوردان) في معاشرة القاصرات الساقطات. |
Temizlik şirketimin işle ilgili giderleri. Onları Polonya'da bütün reşit olmayan kızlara hediye ediyorum. | Open Subtitles | إنّه حسم عمل لعملي بالتنطيف، أمنحه للفتيات القاصرات من (بولندا) كهديّة |
Aslında, reşit olmayanları. | Open Subtitles | حسناً , القاصرات على الارجح |
reşit olmayan kızlar, uyuşturucu. | Open Subtitles | -الفتيات القاصرات والمُخدّرات . |