| Lütfen, lütfen bana o ağır kayaları taşıtmayın, ve lütfen bana o kirli tuvaletleri temizletmeyin. | Open Subtitles | رجاءً ، رجاءً لا تَجعلنني أَرْفعُ تلك الأحجارِ الثقيلةِ ورجاءً لا تَجْعلْنني أن أفرك تلك المراحيضِ القذرةِ |
| Ben de onların çamaşırlarını çıkarıp ıslak ve kirli zemine attım. | Open Subtitles | سَحبتُ كُلّ ملابسهم خارج المجففِ ورَماهم في الأرضيةِ الرطبةِ القذرةِ. |
| kirli borularınızı açıp temizleyecek birşeye. | Open Subtitles | شيء للدفعِ نظيفِ وجديدِ فوق أنابيبِكَ القذرةِ. |
| Ve ben onun, pis solucanları öldürmek için gönderdiği parlak kılıçlı meleğiyim. | Open Subtitles | وأَنا ملاكُه بالسيفِ الملتهبِ، أرسلَت لقَتْل الديدانِ القذرةِ. |
| pis ellerini çek üzerimden! - Didişken. | Open Subtitles | يَحْصلُ على أيديكَ القذرةِ مِنْ منّي ذو المعنويات العالية. |
| pis ellerini üstümden çek. | Open Subtitles | إحصلْ على أيديكَ القذرةِ منّي. |
| Adamın birçok kirli işte parmağı var. | Open Subtitles | وضع الرجلُ أصابعِه على الكثير مِنْ الفطائرِ القذرةِ |
| Zavallı çocuk, onlara kirli bir paspas ve alıngan bir yengeçle karşı koymaya çalıştı. | Open Subtitles | يا للرجل المسكن حاول إيقافهم بالممسحةِ القذرةِ والسرطان البحري ذو المعنويات العاليةِ. |
| Birini daha kirli yere yatırmayacaksın, değil mi? | Open Subtitles | - يَجيءُ. أنت لَنْ تَجْعلَ كذبَ شخص ما أسفل على هذه الأرضيةِ القذرةِ ثانيةً، أليس كذلك؟ |
| Hayatın bütün pis taraflarını gördüm. | Open Subtitles | أَرى حياةً في كُلّ تفاصيلِها القذرةِ. |