jüri görevine çagirildim. | Open Subtitles | لقد تم إستدعائي للمهمة القضائيه وتركوني أغادر قرابة الظهيره |
Biliyorsunuz, ben jüri görevindeyken-- | Open Subtitles | أتعلمون حينما كنت في مهمتي القضائيه |
Ben buna adli rüşvet derdim. Bu hassas bir konu mu? Bu dava jüri için hazırlanmıştı. | Open Subtitles | "لا , اعتبر ذلك "رشوى القضائيه هَل ذلك موضوع حسّاس؟ |
adli rüşvet ile ilgili bu soruşturma daha ciddi bir hal almaya başladı. | Open Subtitles | نعم ان هذا التحقيق "إلى "الرشوة القضائيه يُصبح أكثر جديّة |
Bazılarımız bu adli rüşvet soruşturmasında danışmanlık yapmadı. | Open Subtitles | .البعض مِنَّا لَم يُستشاروا " في ذلك التحقيق "الرشوة القضائيه |
Dinle, elimden geleni yapacağım ama bu durum federallerin yetki alanında. | Open Subtitles | سَأُحاولُ لَكنَّه تحت السلطه القضائيه الإتحاديه |
yetki alanına büyük önem veren sensin. | Open Subtitles | انت الشخص ذو الخبره الكبيره فى الاختصاصت القضائيه |
Ama diyelim ki Jim jüri görevi hakkinda yalan söylüyordu. | Open Subtitles | لنفترض أن (جيم) كان يكذب بشأن المهمه القضائيه |
Jim jüri görevi için her sabah adliyedeydi. | Open Subtitles | (جيم) كان بالمحكمه لأجل المهمه القضائيه كل صباح |
Jim jüri göreviyle ilgili yalan söylüyordu. | Open Subtitles | -جيم) كان يكذب بشأن القضيه القضائيه) |
Jim, jüri görevinden dönmüs. Selam Tuna! | Open Subtitles | -عاد (جيم) من المهمة القضائيه |
Sizi tutuyorum çünkü Bay Gardner'in en son adli rüşvet suçlamalarında verdiği mücadele yöntemine hayran oldum. | Open Subtitles | أَستأجرُك لأنني أعجبت بطريقة دفاع السّيد (غاردنر) عن اتهاماته القضائيه بالرشوة مؤخراًً |
Burası benim yetki alanım. Soruşturma yapıyordum. | Open Subtitles | تلك هى صلاحياتى القضائيه انا كنت اتولى عمليه تحقيق |
Bizim yetki alanımız değil orası. | Open Subtitles | هذه ليست داخل حدودنا القضائيه |