"القنصليّة" - Traduction Arabe en Turc

    • Konsolosluğu
        
    • konsolosluğa
        
    • konsolosluktan
        
    • konsolosluktaki
        
    • elçiliğinde
        
    • konsoloslukta
        
    Polisler, Küba Konsolosluğu'nun isteği üzerine olayı örtmüşler. Open Subtitles أبقت الشرطة الأمر هادئاً آنذاك بناءً على طلب من القنصليّة الكوبيّة.
    Suriye Konsolosluğu burada olduğunuzu biliyor mu? Open Subtitles هل تعرف القنصليّة السوريّة حتّى أنّكَ هنا؟
    Başta Kültür Bakanlığında görevliymiş. Sonrasında konsolosluğa geçmiş. Open Subtitles المرّة الأولى في وزارة الثقافة، وبعد ذلك هنا في القنصليّة.
    1949 sayısı da torbanın hangi konsolosluğa ait olduğunu gösteriyor. Open Subtitles الرقم "1949" يُشير إلى أيّ حقيبة بالضبط في تسلسل القنصليّة.
    Cape Town polisi onu konsolosluktan 14 blok uzakta yüksek güçte bir tüfekle başından vurulmuş halde buldu. Open Subtitles وجدته شرطة كَيب تاون، مصاب بطلق ناريّ في رأسه... ببندقيّة قنص ثقيلة على بعد 14 بناية من القنصليّة.
    Fariq Yusef'in konsolosluktaki sıfatı güvenlik şefi. Open Subtitles (فاريق يوسف) وظيفته الرسميّة في القنصليّة هو رئيس الأمن
    Bizler, Suriye Konsolosluğu'nda onun yeni evini sevdiğinden emin olmak istiyorduk. O yüzden evet. Open Subtitles نحن في القنصليّة السوريّة نريد التأكّد أنّه يحبّ بيته الجديد.
    İngiliz Konsolosluğu'na gitmeye çalışacağız. Open Subtitles سنحاول الوصول إلى القنصليّة البريطانيّة
    - Yine de Konsolosluğu gözlem altında tutmalıyız. Open Subtitles مع أنّ علينا حقاً مُراقبة القنصليّة.
    Bay Fallon, Suriye Konsolosluğu kesinlikle bir diplomatik elçiliktir. Open Subtitles سيّد (فالون)، القنصليّة السوريّة مقيّدة بمهمّة دبلوماسيّة
    Burada denilene göre, Edinburgh'taki ABD Konsolosluğu Ülkeye girebilmesi için ona Geçici bir pasaport vermiş. Şükürler olsun. Open Subtitles أرى هنا أنّ القنصليّة الأمريكيّة في (أدنبره) قد أصدرت أوراق مؤقتة تسمح لها بالدخول
    Konsolosluğu mühürleyin. Open Subtitles أغلِقوا القنصليّة.
    Hayır. konsolosluğa gitmemişler. Open Subtitles لا، لقد بحثنا عنهما في القنصليّة.
    konsolosluğa geri dönemem. Open Subtitles لا يُمكنني العودة إلى القنصليّة.
    - konsolosluğa giremeyiz. Open Subtitles -ولكن لا يمكننا دخول القنصليّة
    Bakın, konsolosluğa erişebilirim. Open Subtitles انظري بوسعي بلوغ القنصليّة.
    konsolosluğa gitmeyin. Open Subtitles لا تذهب إلى القنصليّة.
    Öncelikle Frost'un neden bu konsolosluğa gitmek istediğini ve başka kimin peşinde olabileceğini bulun. Open Subtitles تبيّنوا لمَ أقدم (فروست) للّجوء إلى القنصليّة ومن كان يطارده.
    Nigel Wyndham'In konsolosluktaki konumu diplomatik dokunulmazlık içeriyor. Open Subtitles منصب (نايجل ويندهام) في القنصليّة يشمل الحصانة الدبلوماسيّة.
    ABD elçiliğinde ataşedir. Open Subtitles هو ملحق في القنصليّة الأمريكيّة
    Arayan konsoloslukta adamlarımızdı. Open Subtitles كان أؤلئك رجالنا من القنصليّة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus