Eminim Yüzbaşı Brown zamanı geldiğinde bize her şeyi açıklar! | Open Subtitles | أنا متأكدة أن الكابتن براون كان سيخبرنا جميعاً في وقت جيد |
Belki Yüzbaşı Brown çok fazla Dickens okumuştur. | Open Subtitles | ربما كان الكابتن براون يقرأ الكثير لديكنز |
Ama Yüzbaşı Brown Lancashire'a gitmişti. | Open Subtitles | لكن آخرة مرة سمع عن الكابتن براون كان قد ذهب إلى لانكشير |
Mektup Sör Charles Maulver için çalışan Yüzbaşı Brown'dandı. | Open Subtitles | إنها من الكابتن براون الذي يعمل عند السير تشارلز مولفر |
Yüzbaşı Brown ölçümcülerin arazinize girmesi için izin istiyor, daha iyi bir fiyat biçilmesi için. | Open Subtitles | الكابتن براون يرغب بإحضار مساحو الأراضي لأرضك لتقويم سعرها بشكل أفضل |
'Jessie teklifinizi reddettiği için çok üzgün, özellikle Yüzbaşı Brown... 'onun evlendiğini görmek istediğini söylediğinden beri... | Open Subtitles | جيسي تأسف علانية رفضها للخطبة و يقول الكابتن براون أنه يود رؤيتها تتزوج |
Yüzbaşı Brown leydim. Burada Sör Charles'ı temsil ediyorum. | Open Subtitles | أنا الكابتن براون ,سيدتي أمثل السير تشارلز في الأعمال |
Yüzbaşı Brown'ın davranışı katlanılamaz bir şey! | Open Subtitles | لا يجب التهاون بتصرف الكابتن براون |
Fakat sopa taşıması için Yüzbaşı Brown'a ihtiyacımız var! | Open Subtitles | نحتاج الكابتن براون لقيادة الجماعة |
Yüzbaşı Brown bugün nerede? | Open Subtitles | أين الكابتن براون اليوم؟ |
Bunu sana Yüzbaşı Brown mı söyledi? | Open Subtitles | الكابتن براون أخبرك بهذا؟ |