Bugün dünyanın en büyük sorunları üzerine konuşmak istiyorum. | TED | ان الذي اريد ان اتحدث عنه فعليا هو المشاكل الكبرى في هذا العالم |
Global sağlık ile ilgili en büyük ironi en fakir ülkelerin en büyük hastalık yükü taşıyan ülkeler olmasıdır. | TED | المفارقة الكبرى في مجال الصحة عالمياً تكمن في أن الدول الأشد فقرا تتحمل العبء الأكبر للأمراض. |
Ama yeterli değil çünkü dünyamızın en büyük sorunları trilyonlar istiyor, milyarlar değil. | TED | لكن هذا ليس كافيًا لأن المشاكل الكبرى في عالمنا تحتاج إلى تريليونات من الدولارات وليس المليارات فقط. |
Burada. Üniversitenin en büyük kütüphanesine koymuşlar. | Open Subtitles | هذا صحيح، إنها هنا في المكتبة الكبرى في الجامعة |
Ama diğer konuşmacıların aksine, sizlere evrenin sırlarından, ya da evrimin mucizelerinden veya insanların dünyamızdaki eşitsizliklerle savaşmak için buldukları akılcı ve yenilikçi yollardan bahsetmeyeceğim. | TED | لكن على خلاف المتحدثون الآخرون، أنا لن أحدثكم عن أسرار الكون، أو عجائب التطور، أو الطرق الذكية جداً والمبتكرة التي يهاجم بها الناس عدم المساواة الكبرى في عالمنا. |
Bu Amerikan askeri tarihindeki en büyük yenilgidir. | Open Subtitles | إنها الهزيمة الوحيدة الكبرى في تاريخ الجيش الأمريكي |
Kurbanımız şehirdeki en büyük gayrimenkul holdinglerden birine sahip. | Open Subtitles | وكان لدينا مركز فيينا الدولي الكبير في القطاع العقاري، الحيازات الكبرى في جميع أنحاء المدينة. |
Panama'da, iki körfez savaşında Afganistan'da en büyük kara operasyonlarını yönettim. | Open Subtitles | أنا أهتم بالعمليات السرية الكبرى في باناما خلال حربي الخليج ، في أفغانستان |
Emri altındaki az sayıda askerle Cengiz Han'ın dünyanın en büyük ordularını nasıl yendiğini sanıyorsun? | Open Subtitles | كيف كنت تعتقد جنكيز خان هزم الجيوش الكبرى في العالم مع عدد قليل جدا شنت المحاربين؟ |
Bana dedi ki, "Dünyanın en büyük şirketlerinin gelip de kapımı çalacağını zannetmiyorum." | TED | وقالت لي: "لا أعتقدُ بأن الشركات الكبرى في العالم ستطرقُ بابي." |
Dahası, mükâfat sistemi çalışır, ve son derece enerjik, konsantre, motive ve herşeyi riske etmeye hazır hissedersiniz, yaşamın en büyük ödülünü kazanmak için. | TED | وعلاوة على ذلك ، دائرة المكافأة في الدماغ تعمل، و تشعر بطاقة مكثفة ، وتركيز عميق، دافع شديد واستعداد عالي للمخاطرة بكل شيء للفوز بالجائزة الكبرى في الحياة. |
İşe ihtiyacımız var. hem şirketler hem de yatırımcılar dünyamızdaki en büyük sorunları çözmek için yaratıcı ve yenilikçi kurumsal strateji ve sermaye getiriyorlar. | TED | يتوجب على العمل سواء في الشركات أو لدى المستثمرين استحضار المزيد من استراتيجيات الشركات الخلاقة ورأس مال لحل المشاكل الكبرى في عالمنا |
en büyük mutluluğum hepinizi yanıbaşımda görmek olurdu. | Open Subtitles | أنا عجوز. ستكون فرحتي الكبرى... في أن أحظى بك إلى جانبي. |
Televizyonculuğun en büyük günahını işledim. | Open Subtitles | لقد إقترفت الخطيئة الكبرى في البث |
Bu yılın en büyük dövüşü. | Open Subtitles | هذه هي المباراة الكبرى في السنة |
...hayatımın en büyük yenilgisi olur. | Open Subtitles | . سيكون الهزيمه الكبرى في حياتي |
Şehirdeki en büyük suç ailesi olduğunu iddia ettiğin hakkında duyduğum saçmalıklar da nedir? | Open Subtitles | ما هذا الهراء لقد تم الاستماع من خلال الكرمة عنك مدعيا كنت الأسرة الجريمة الكبرى في المدينة؟ - أنت في عائلة الجريمة؟ |
Ailenin en büyük ferdinin de o olduğunu tahmin ediyorum. | Open Subtitles | وأخمن أنها كانت الكبرى في عائلتها. |
Ben çocukken kasaba fuarının en büyük olaylarından biri de yağlanmış bir domuzu yakalamaya çalışan iyimserleri izlemekti. | Open Subtitles | عندما كنت طفلا ، كان واحدا من الأحداث الكبرى في البلاد / عادل يراقب الكثير من المتفائلين محاولة للقبض على خنزير مدهون ، |
dünyamızdaki büyük sorunları çözmek için yeterince büyük değil ya da güçlü, dayanıklı. Çünkü ek bir maliyet. | TED | ليس هذا كافيًا أبدًا، أو قويًا بما فيه الكفاية، أو مستدامًا بما فيه الكفاية، لإيجاد الحلول للمشاكل الكبرى في عالمنا اليوم، لأن ذلك يتطلب تكلفة إضافية. |