"الكثير الذي" - Traduction Arabe en Turc

    • çok şey
        
    • bir sürü şey
        
    • o kadar çok
        
    Bağışlayın ama, eminim Lex'in size söylemeyi ihmal ettiği bir çok şey vardır. Open Subtitles أغفر لي ، لكنني اعتقد ان هناك الكثير الذي ليكس لم يخبرك به
    Ve, gündemimizde çok şey olduğunu akılda tutarak, biraz bu konu hakkında konuşacağım. TED ولذلك سأتكلم قليللا عن ذلك.. مراعيا بأن هنالك الكثير الذي يجب أن يغطى في البرنامج.
    Felsefemin ilk yönü şu, denesem de en sonunda yapamadığım şeyler benim için sorun değil çünkü yapabildiğim çok şey var. TED الجانب الأول لفلسفتي أنا أشعر بالرضا حيال الأشياء التي لا يمكنني فعلها مطلقا لأن هناك الكثير الذي يمكنني القيام به.
    Dolayısıyla yapılabilecek bir çok şey var, ancak kim onları yapmaya zorlayacak? TED فيبدو ان هناك الكثير الذي يمكننا فعله و لكن من سيدفعهم لفعل هذا؟
    Sana söylemediği bir sürü şey dönüyor, hiçbirinden haberin yok. Open Subtitles هناك الكثير الذي يذهب في انها لا اقول لكم ، ان كنت لا تعرف.
    Eyvah, yapılacak o kadar çok iş var ki! Open Subtitles الخير، لا يزال هناك الكثير الذي يتعين القيام به!
    Amacım insanların otizm ve yüksek fonksiyonlu Asperger'e sahip bireylere karşı bakışını değiştirmek, çünkü yapabilecekleri çok şey var. TED إن هدفي هو تغيير نظرة الناس عن التوحد و المصابين باضطراب طيف التوحد. لأن هناك الكثير الذي يمكنهم أن يصنعوه.
    Ve bu konuda düşünmeye başlarsanız hayal edebileceğiniz ve yapabileceğiniz çok şey var. TED وإذا بدأتم في التفكير حول هذا الأمر، هناك الكثير الذي تستطيعون تخيله، ويمكنكم القيام بأكثر من ذلك بكثير.
    İşimiz bittiğinde söyleyeceği çok şey olacağını düşünmedim. TED لم أعتقد بأن هناك الشيء الكثير الذي سيتحدث عنه عندما ننتهي.
    Anlaşılan, mercanlardan öğrenebileceğimiz çok şey var. TED إتضح بأنه هناك الكثير الذي يمكن تعلمه من المرجان.
    Güven ve sevgi ile ilgili söyleyecek çok şey var, eğer bu iki kelimenin tasarım için aynı anlama geldiğini biliyorsanız. TED هنالك الكثير الذي يمكن أن يقال عن الثقة و الحب, إن علمت أن تلك الكلمتين مرادفتين للتصميم.
    Yine de, nispeten yalıtılmış bu girişimleri tamamlamak için yapılması gereken çok şey var. TED ومع ذلك ، لا يزال هناك الكثير الذي يتعين القيام به لاستكمال هذه المبادرات المنعزلة نسبياً.
    Astrofizik hakkında bilmediğim ne çok şey var. Open Subtitles هناك الكثير الذي لاأعرف عنه حول الفيزياء الفكلية
    Hakkında bilmediğiniz çok şey var Dr Crane. Open Subtitles هناك الكثير الذي لا تعرفه عنه دكتور كرين
    Onlar hakkında, kendi güçlerin hakkında bilmediğin çok şey var. Open Subtitles هناك الكثير الذي لا تعرفينه عنهم عن قوتكِ الخاصة
    Onda iyilik var. Ondan çok şey öğrenebilirim. Open Subtitles عندها طيبة هناك الكثير الذي يمكنني أن أتعلّمه منها
    Yapmak istediğim çok şey var. Open Subtitles لدي الكثير الذي أريد أن أقوم به في حياتي
    Hafta sonundan önce bitmesi gereken çok şey var. Open Subtitles هناك الكثير الذي يتعين عليّ القيام به قبل عطلة نهاية الأسبوع
    Hafta sonundan önce bitmesi gereken çok şey var. Open Subtitles هناك الكثير الذي يتعين عليّ القيام به قبل عطلة نهاية الأسبوع
    Seni seviyorum ama yapmak istediğim bir sürü şey var. Open Subtitles أحبك لكن هناك الكثير الذي أود فعله في حياتي
    Bak, bir erkeğin benimle ilgileniyor olması çok güzel bir his ama şu an ilgilenmem gereken bir sürü şey var. Open Subtitles أنظر أنه من الرائع بأن يكون رجل معجب بي لكن لدي الكثير الذي يشغلني حالياً
    Bu hastane için yapmak istediğim o kadar çok şey var fakat zamanım yok. Open Subtitles ولكن هناك الكثير الذي أريد إنجازه في هذا المســـتشفى لآخـــــذ وقتي للقــــــيام به، وهذا هو سبب تعييني لك...

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus