"الكثير ليقوله" - Traduction Arabe en Turc

• söyleyecek çok şeyi
• şey söyleyemedi
• söyleyeceği çok şey

Vücudu konuşmuyor ama söyleyecek çok şeyi var.
الجسد لا يتحدث، بالطبع لديه الكثير ليقوله.

Eğer birisini ait olmadığı bir yere kilitlersen ...oradan çıkardığında söyleyecek çok şeyi olur.
لو أنك حبست شخص ما في صندوق وهو لا ينتمي لهناك، سيكون لديه الكثير ليقوله حين يخرج

Eğer birisini ait olmadığı bir yere kilitlersen ...oradan çıkardığında söyleyecek çok şeyi olur.
لو أنك حبست شخص ما في صندوق ،وهو لا ينتمي لهناك سيكون لديه الكثير ليقوله حين يخرج

Otel müdürü, kurbanın zamanında işe gelip iyi çalıştığı dışında fazla bir şey söyleyemedi.
مدير الفندق لم يملك الكثير ليقوله عن الضحيّة ماعدا أنها كانت تحضر قي الوقت وتعمل بجدّ.

Ama onun başka bir konuda söyleyeceği çok şey vardı.
لكن كان لديه الكثير ليقوله بخصوص موضوع آخر

Profesör'ün bize söyleyecek çok şeyi var.
الأستاذ لديه الكثير ليقوله لنا

Sizin ve Hans Schroeder adındaki bir adam hakkında söyleyecek çok şeyi var.
لديه الكثير ليقوله عنك وعن رجل يسمى "هانز شرودر".

Olay anı mazereti doğru çıktı. Ama McCann'le ilgili söyleyecek çok şeyi vardı.
عذر غيابه تمّ التحقق منه، ولكن كان لديه الكثير ليقوله عن (ماكان)

Dunlear'ların mükemmel evliliği hakkında söyleyecek çok şeyi vardı.
لكن كان لديه الكثير ليقوله بشأن زواج آل (دونلير) المثالي

Starklar'ın hiçbiri, yemeğin sonuna dair bir şey söyleyemedi.
فلا أحد من آل (ستارك) كان لديه الكثير ليقوله في نهاية هذه الوجبة

Mike'ın söyleyecek çok sözü vardı ama o an hiçbir şey söyleyemedi çünkü bir kız çocuğunun Dollwood'a gitmesini durdurabileceğini biliyordu ama bir kadını durduramazdı.
(مايك) كان عنده الكثير ليقوله لكن في تلك اللحظة لم يستطع أن يقول أي شيء لأنه عرف أنه قد يستطيع منع فتاة من الذهاب إلى (دوليوود)

Umarım söyleyeceği çok şey vardır. Çünkü benim yok.
آمل أن يكون لديه الكثير ليقوله لأنني لست كذلك

Şerif Ticker'ın onun hakkında söyleyeceği çok şey vardı.
عنده الكثير ليقوله عنه