güzel şeyler de var. | Open Subtitles | و لكن هنالك الكثير من الأشياء الجيدة عليك أن تفهم |
Birkaç farklı kaynaktan, senin hakkında güzel şeyler duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت الكثير من الأشياء الجيدة عنك من عدة مصادر، |
Hakkında güzel şeyler duyduğum adamla nihayet tanıştığıma memnun oldum. | Open Subtitles | من الجميل مقابلة الرجل اخيرا الذي سمعت بشأنه الكثير من الأشياء الجيدة |
Sizin hakkınızda çok iyi şeyler söyleyebilirim. | Open Subtitles | لقد حصلت على الكثير من الأشياء الجيدة للكلام عنكم يا رجال، حسناً؟ |
Bay Vega son zamanlarda seninle ilgili çok iyi şeyler duyuyor. | Open Subtitles | السيد فيغا وقد تم الاستماع الكثير من الأشياء الجيدة عنك في الآونة الأخيرة. |
Şimdi kapitalizm çok iyi şeyler yaptı gerçekleşmiş birçok şeyden bahsettim ama aynı şekilde toplumda karşılaştığımız bazı zorluklara karşılık gösterememiştir. | TED | حاليا، لقد حققت الرأسمالية الكثير من الأشياء الجيدة ولقد تحدثت عن الكثير منهـا والتي حدثت، لكنها، عجزت على مجابهة بعض التحديات التي رأيناها في المجتمع. |
Bu kasabada yapılabilecek çok fazla güzel şey yok. | Open Subtitles | هنالك الكثير من الأشياء الجيدة لفعلها في هذه البلدة |
Ama çok fazla güzel şey de geçti. | Open Subtitles | ولكن الكثير من الأشياء الجيدة أتت أيضا. |
Harbi güzel şeyler var. | Open Subtitles | توجد هُنا الكثير من الأشياء الجيدة |
çok iyi şeyler var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأشياء الجيدة. |
- Hakkınızda çok iyi şeyler duyduk. | Open Subtitles | لقد سمعت الكثير من الأشياء الجيدة عنك - مرحباً. |