Örneğin burada çok zaman geçirmişsinizdir. | Open Subtitles | صَرفتَ الكثير مِنْ الوقتِ هنا في المحطةِ. كلاكما تَعْرفانِه من المحتمل كثيرا. |
Birlikte çok zaman geçirmeye başladık. | Open Subtitles | بَدأنَا بالصَرْف الكثير مِنْ الوقتِ سوية. |
Evet, haklı. Daha çok zaman var. | Open Subtitles | لا هي محقة هناك الكثير مِنْ الوقتِ |
Haklısın Birlikte çok vakit geçiriyoruz Ne olmuş? | Open Subtitles | أنت صحيح. لذا نَقْضي الكثير مِنْ الوقتِ سوية. لذا الذي؟ |
Birbirimizden ayrı çok vakit geçiriyoruz. | Open Subtitles | نَقْضي الكثير مِنْ الوقتِ على حِدة. |
Okumak için çok zamanım vardı. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدي الكثير مِنْ الوقتِ للدِراسَة |
Öldükten sonra dinlenmek için çok zamanım olacak. | Open Subtitles | بعد أَنا ميتُ أنا سَيكونُ عِنْدي الكثير مِنْ الوقتِ للإرْتياَح |
- Onunla beraber çok zaman geçirdik. | Open Subtitles | - صَرفتُ الكثير مِنْ الوقتِ مَعه. |
Burada çok zaman geçirdi. | Open Subtitles | قضي الكثير مِنْ الوقتِ هنا. |
Alice'e çok zaman ayırdın. | Open Subtitles | ضِعْ الكثير مِنْ الوقتِ في (أليس) |
Burada çok vakit geçirdik. | Open Subtitles | صَرفنَا الكثير مِنْ الوقتِ بالخارج هنا |
Ama Sydney, Ron'un kızı Camryn ile birlikte çok vakit geçirirdi. | Open Subtitles | لكن سدني - إستعملتْ إلى مستهلكِ الكثير مِنْ الوقتِ |
Başka bir yol olduğuna eminim, ve bu bedenle, keşfetmek için çok zamanım olacak. | Open Subtitles | أنا متأكد أن هناك طريقة أخرى ومع هذا الجسم ، سَيكونُ لديّ الكثير مِنْ الوقتِ لإكتِشافه |