Kaburgalarının altındaki çürük bıçağın kabzasından olmuş. | Open Subtitles | تلك الكدمة تحت أضلاعها؟ هو من مقبض السكين. |
Bu yara kaçırıldığını kanıtlıyor. | Open Subtitles | تلك الكدمة تثبت أنه قد اختطف فعلاً |
Kolunda morluk ve iğne izi vardı. Anesteziden olmuş olabilir. | Open Subtitles | لديها تلك الكدمة على ذراعها وآثار لإبرة تخدير على الأرجح |
Kafam karışmıştır diye diğer kalçamı da kontrol ettim Lester Holt'a benzeyen örümcek damarı duruyor ama çürükler gitmiş. | Open Subtitles | وفحصت الجانب الآخر لتأكد أني لم أغفل ومازال عندي الدوالي التي تبدو مثل المذيع لستر هولت لكن الكدمة اختفت |
Şu benzetime bir bakın: Sehpaya yanlışlıkla çarptığınızda bacağınızda oluşan bir morluğu düşünün. | TED | قيسوا معي ذلك على المثال التالي : فكروا في الكدمة التي قد تصيب ساق الشخص عندما يصطدم ساقه بالطاولة دون قصد. |
- Evet. Annemin mor gözüyle ilgili biraz konusabilir miyiz acaba? | Open Subtitles | نعم، هل يمكننا التحدث عن الكدمة التي على عين أمي؟ |
Sol şakağınki çürüğe bakılırsa kurbanın kafasına kör bir cisim ile vurulmuş. | Open Subtitles | الكدمة على صدغة الأيسر تعني ضمناً أنه تم ضربه بـ آلة حادة |
Harika görünüyorsun. Kötü görünmüyorsun. Sadece kötü bir morarma. | Open Subtitles | انتي تبدين رائعة، انتي لا تبدين فظيعة انا اقصد تلك الكدمة السيئة |
Kapalı yumruğa uyuyor. Garip. Niye morluklar burada? | Open Subtitles | قبضة قريبة , غريب لم هذه الكدمة ؟ |
Alt kaburgan kınlmış, karnındaki çürük de geçmeden önce gökkuşağındaki bütün renklere dönecek. | Open Subtitles | أظن أضلاع هراوتك مكسرة وهذه الكدمة في معدتك تظهر ألوان قوس فزح قبل أن تنهي عليك |
Rengine bakılırsa, bu çürük bu yaralardan daha eski. | Open Subtitles | اللون يشير إلى أنّ هذه الكدمة تسبق هذه الجروح الأكثر حداثة. |
Kafasının arkasındaki çürük aniden saldırdığını gösteriyor, onu keskin olmayan bir objeyle bayıltmış. | Open Subtitles | الكدمة على مؤخر رأسها تشير الى أنه فاجئها لقد دمر دفاعاتها بضربة بغرض ثقيل |
Bu yara, onuncu kafa sinirinin hemen üstünde. | Open Subtitles | الكدمة فوق العصب المبهم مباشرة. |
"yara bere" ne kadar da komik bir kelime. Sanki "yaram içerden" der gibi. | Open Subtitles | الكدمة كلمة طريفة فإنّه تشبه كلمة جعة |
Bayanın sol yanağında bir morluk var. | Open Subtitles | الكدمة السيدة لديها كدمة على خدها الأيسر |
Görebildiğim tek morluk, zincirin bağlandığı yerde. | Open Subtitles | الكدمة الوحيدة التي أراها هي آثار السلسة التي ربطت حوله |
Hafif çürükler belki ölüm anında kanıt değildir ama ceset benden alındıktan sonra mumyalama aşamasında vurgulanmış olabilir. | Open Subtitles | الكدمة الشديدة لا تكون دليلاً في زمن الوفاة لكن قد تبرز عند عملية التحنيط |
Emin değilim ama çürükler salı günü olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | أنا لست متاكدة, و لكن الكدمة تشير إلى انه حدث ليلة الخميس |
Şu morluğu hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر تلك الكدمة التي كنت تشتكي منها ؟ |
- Ne zaman istersen. Tek mor göz biraz yalnız gözüküyor. | Open Subtitles | في انتظارك دائماً يا رجل الكدمة بعينك تبدو وحيدة |
Şekli Greg'deki çürüğe uyuyor. | Open Subtitles | " قفازات يطابق هذه الكدمة على " كريغ |
Burada bir morarma var, muhtemelen arabadaki ilk saldırının izi. | Open Subtitles | و هنا، توجد هذه الكدمة ربما نتيجة هجوم مفاجىء فى الشاحنة |
- Bilemeyiz. - Çenesinin etrafındaki morluklar için ne diyeceksiniz? | Open Subtitles | .غير معروف بعد- ماذا عن الكدمة على خدها؟ |
Çürüğün izi Lofton'un dizliği ile tutarlı. | Open Subtitles | شكل الكدمة يطابقدعامةركبة(لوفتن) |
Kolumdaki hayvani morluğa bak. | Open Subtitles | عجبًا، أنظروا لهذه الكدمة اللعينة على ذراعي. |
Buradaki ezikliğe bakılırsa, yüzükoyun düşüp kafasını çarparak, bayılmış. | Open Subtitles | الكدمة هنا تقترح أنه ضرب رأسه و سقط فى غيبوبة |