| Evet, çok iyimserler. Bu Sandalye ile üzerlerinden geçmek istiyorum. | Open Subtitles | أجل ، إنهم مستبشرون ومتفائلون جداً أريد سحقهم بهذا الكرسيّ |
| Bu küçük kahpenin bedenine nasıl sıkıştım bilmiyorum ama o Sandalye benim tek çıkış şansım. | Open Subtitles | لا أعلم كيف تم برمجتي داخل جسد هذه العاهره الصغيرة ولكن ذاك الكرسيّ هو فرصتي للخروج من هذا الجسد |
| Tekerlekli sandalyeye alışsam iyi olacak. | Open Subtitles | من الأفضل لي أن أبدأ بالاعتياد على ذاك الكرسيّ المدولب |
| Artık o sandalyeye ihtiyacın olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أوَتعلم، لا أظنّكَ بحاجةٍ لتلك الكرسيّ بعد الآن |
| Şey... Anlaşılan şu "sandalyede Mumya" karmaşık bir oyun. | Open Subtitles | من الواضح أن لعبة الأم على الكرسيّ لعبة معقدة جداً |
| İnan bana sandalyenin üstüne çıkmak da çok kolay olmadı. | Open Subtitles | و صدّقني، لم يكن سهلاً عليّ لأصعدَ على الكرسيّ. |
| İstediğin buysa kendini o koltuğa bağlayabilirsin. Ben yukarıya çıkıyorum. | Open Subtitles | بإمكانكِ التشبّث بتلك الكرسيّ قدرما تشائين، سأصعد لأعلى |
| İki gün boyunca, kıçını o sandalyeden ayırmayacaksın ve insan kalbiyle ilgili her şeyi öğreneceksin. | Open Subtitles | لليومان القادمة, ستلزم هذا الكرسيّ وستتعلّم كلّ ما يمكن معرفته عن قلب الإنسان |
| Bu Sandalye ise sonsuza kadar boş duracak. | Open Subtitles | هذا هو الكرسيّ الذي بقي شاغراً منذ الأزل |
| Sakatlık yüzünden özür, tekerlekli Sandalye iyiymiş. | Open Subtitles | يؤسفني مصاب السيّارة الفارهة، ويروقني الكرسيّ المتحرّك. لعلّي أقترح الكرسيّ المتحرّك الآليّ. |
| Götümü sandalyeye yapıştıracağım. Sandalye çağırıyor. | Open Subtitles | .أركن مؤخرتي على كرسيّ الكرسيّ يومئ |
| Sandalye malzeme saklamak için harika bir yer. | Open Subtitles | هذا الكرسيّ مكان رائع لتخبئة الأشياء |
| Kusura bakmayın, tekerlekli sandalyeye uygun değil. | Open Subtitles | متآسف لعدم تلائم ذلك الكرسيّ المتحرك مع الدرج |
| Ahlaksızları sandalyeye oturtur ve onları ömrünün sonlarına kadar boşarım. | Open Subtitles | أضع الكريهين على الكرسيّ لأطلّقهم من الوجود |
| Hatta onu sandalyeye yerleştirirken kolunu etrafına doluyor. | Open Subtitles | بل ويضعُ ذراعها حولها بينما يضعها على الكرسيّ |
| Pekala.. sen yatakta yat ben sandalyede yatarım | Open Subtitles | حسناً، أتعرفين؟ نامي على الفراش. وأنا سأنام على الكرسيّ. |
| O sandalyede senden önce kimin oturduğunu bilmek ister misin? | Open Subtitles | أتودّ أن تعلم من جلس على هذا الكرسيّ قبلك؟ |
| Benden korktun değil mi? sandalyenin dönmesi ve şişe numarası iyi değil miydi? | Open Subtitles | أنا أخفتَك بقلب الكرسيّ وبانسكاب القنينة، صحيح؟ |
| Bu sandalyenin epey işe yarayacağı sayısız kitap okudum aslında. | Open Subtitles | أتعلم، لقد قرأت العديد من الكتب الملائمة لهذا الكرسيّ |
| - Üç kez. İkisi pencereye. Biri koltuğa. | Open Subtitles | ثلاث مرّات، طلقتان في النّافذة وواحدة على الكرسيّ |
| Bayan, eğer kamyona taşınmayı istemiyorsan o sandalyeden kalkmanız gerek. | Open Subtitles | أيتها السيّدة طالما أنكِ لا تُريدين .. أن تُحملي إلى الشاحنة فعليكِ بالنهوض من على ذلك الكرسيّ |