"الكليَّةِ" - Traduction Arabe en Turc

    • üniversiteye
        
    • üniversitede
        
    • üniversite
        
    • Üniversitedeyken
        
    • kolej
        
    • koleje
        
    • kolejde
        
    • Kolejli
        
    Mesele sadece genç kızlarsa neden başka bir üniversiteye geçmedi? Open Subtitles الذي لا هو خُذْ عملَه إلى الكليَّةِ الأخرى إذا هو كَانَ وحيدَ حول البناتِ الشاباتِ؟
    üniversiteye gittiğimde bana da aynı mektup gelmişti. Open Subtitles حَصلتُ على نفس الرسالةِ عندما سافرتُ إلى الكليَّةِ.
    üniversiteye gitmemin mali açıdan sorumsuzluk olduğunu söylüyorum. Open Subtitles أَقُولُ ذلك هو لامباليُ بشكل مالي لي للذِهاب إلى الكليَّةِ.
    Oğlum hâlâ lisede. Kızım da üniversitede. Open Subtitles الولد ما زالَ في المدرسة العليا وبنتي في الكليَّةِ.
    Bütün ömrü burada geçti üniversite için bile buralardan ayrılmadı. Open Subtitles عاشَ هنا كُلّ حياته. هو لا يُسافرَ حتى إلى الكليَّةِ.
    -Doktor Webber, Üniversitedeyken squash şampiyonu olduğunu söylememişti. Open Subtitles الدّكتور ويبير أهملَ ذِكْر ذلك هو كَانَ ظهرَ بطلِ سكواتشِ في الكليَّةِ.
    Önemli birisi olmak istersen, üniversiteye gidersin. Open Subtitles إذا تُريدُ لِكي تَكُونَ شخص ما، تَذْهبُ إلى الكليَّةِ.
    Topluma uymak istersen, üniversiteye gidersin. Open Subtitles إذا تُريدُ إدْخال، تَذْهبُ إلى الكليَّةِ.
    Pocahontas hiç üniversiteye gitmedi. Open Subtitles بوكاهونتاس أَبَداً ذَهبتْ إلى الكليَّةِ.
    üniversiteye gerçekten gitmiş olmalıydım. Open Subtitles أنا حقاً كان يَجِبُ أنْ أَذْهبَ إلى الكليَّةِ.
    Mesela üniversiteye gidip karı kıza çakmak falan ister miydin? - Polisim! Open Subtitles مثل إذا ذَهبتَ إلى الكليَّةِ وكَانَعِنْدَكالأهدافُوالمادةُ.
    Eagles soyunma odasına mı üniversiteye gitti? Open Subtitles ذَهبتْ جِن إلى الكليَّةِ في غرفةِ خزانات النسورَ؟
    Amy'nin yağmurda yürüdüğünü, üniversiteye gittiğini ve erkek arkadaşıyla kavga ettiğini biliyor. Open Subtitles عَرفَ أن أيمي كَانتْ خارجاً تمشي في المطر بأنَّها تَذْهبُ إلى الكليَّةِ بأنّها تَشاجرتْ مَع حبيبها
    üniversitede ilk ceset çiftliğimin sermayesini öyle kazandım. Open Subtitles هو كَمْ موّلتُ مزرعة جسمي الأولى في الكليَّةِ.
    üniversitede bir kez ot çektim. Hiçbir şey hissetmedim. Open Subtitles انظر,لقد شربت قدرا مرّة في الكليَّةِ ولَمْ أشعر بشيء
    - Şu anda üniversitede olmalı. Open Subtitles بيرت أصغر يَجِبُ أَنْ يَكُونَ في الكليَّةِ حتى الآن.
    7 yıllık üniversite çöpe gitti. Open Subtitles سبع سَنَواتِ في الكليَّةِ أسفل البالوعةِ
    Bana üniversite günlerimi hatırlattı. Open Subtitles النجاح الباهر. بِالمناسبة مِنْ الكليَّةِ.
    Aslında Üniversitedeyken radyonun idarecisiydim. Open Subtitles في الحقيقة، في الكليَّةِ أدرتُ محطةَ الإذاعة.
    Peki ya o gittiğimiz kolej partisi? Open Subtitles ماذا عن ذلك حزبِ الكليَّةِ ذَهبنَا إليهم؟
    30 yaşındayım. Hiçbirimiz koleje kayıtlı değiliz. Open Subtitles .أَنا بعمر 30 سنةً .لا أحد منّا مُسَجَّل في الكليَّةِ
    Shawn Fanning kolejde oda arkadaşıymış ve fikrini çalmış. Open Subtitles قالَ شون كَانَ شريكه في غرفت الكليَّةِ وقد سَرقَ فكرتَه.
    Gerçekten öyle mi yoksa 'Kolejli kızlar nasıl tavlanır' kitabının 27. sayfası mı? Open Subtitles هَلْ تلك حقاً الحالةِ أَو هذه يُخطّطُ 27 a لبناتِ الكليَّةِ الشاباتِ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus