İçinde de ultra-hassas parçacıklar kuantum bilgisayarını oluşturur. | TED | يحتوي على جسيمات حساسة جداً تُكوّن الحاسوب الكمومي. |
Hayır, oyuk katot ışınları onu bizim kuantum frekansımızda tutuyor. | Open Subtitles | كلاّ، مهبط أضواء مجوّف يحجزه في تردّدنا الكمومي |
Cihaz, kuantum frekansını değiştirmek için moleküler titreşim kullanıyor. | Open Subtitles | يستخدم الجهاز الإهتزاز الجزيئي لتغيير التردد الكمومي |
Hızlı ve nihai adalet için kuantum Kaynağına başvurdum mu? | Open Subtitles | هل قدمت عريضة للـ"مصدر الكمومي" من أجل عدالة سريعة ونهائية؟ |
Dilüsyon soğutucuları veya hata düzeltimi olmadan oda sıcaklığının kuantum uygunluğunu korumakla ilgili kuşkunuz vardı. | Open Subtitles | لديك سؤال عن قدرتنا على الحفاظ على الترابط الكمومي في درجة حرارة الغرفة دون استخدام الترقيق أو التبريد أو مصحصح الهواء |
Pilot dalga teorisi ve kuantum vakum dalgalanmaları hakkında homurdayabilirim ancak ama 181 günümüz kaldığına bakacaksak.. | Open Subtitles | بإمكاني الثرثرة عن نظرية الموجة التجريبية و تقلبات الفراغ الكمومي ولكن بما أنّنا لدينا تقريباً 181 يوم |
Bilindiği ismiyle Hawking radyasyonu, kuantum dalgalanması denilen iyi yapılandırılmış bir olguya dayanmaktadır. | TED | إشعاع هوكينج، كما اصطلح على تسميته، وهو مبنيٌّ على ظاهرة متأصّلة تدعى "التموّج الكمومي للفضاء." |
Ama parmağın durumuna bakarak bir tür kuantum geçişi kullanıyor diyebilirim. | Open Subtitles | ولكن... ونظراً لحالة هذا الإصبع، فيمكنني القول أنّه يستخدم نوعاً من التلاشي الكمومي |
kuantum eşzamansızlığı farklı sonuçların birbirleriyle asla etkileşmediğinden emindir. | Open Subtitles | " فك الترابط الكمومي يجلب نتائج مختلفة " " غير مرتبطة او متفاعلة احداها بالاخرى " |
kuantum akısı stabil hale getirebilirse mümkün. | Open Subtitles | إنه ممكن إذا حفظت توازن التدفق الكمومي |
İşte kuantum dünyasına bu noktada giriyoruz. | TED | هنا ندخل المجال الكمومي. |
kuantum dönüşüm laboratuarımız yok, Carter. | Open Subtitles | ليس لدينا قسم للتلاشي الكمومي يا (كارتر) |
Şu anda kuantum diyarına girmiş bulunuyoruz. | Open Subtitles | لقد دخلنا الى العالم الكمومي |