elektrik gücünün, birazcık yükseğe çıkılarak yukarı atmosfer üzerinden iletilebilmesinin nihayet mümkün olacağı sonucuna vardım. | Open Subtitles | استنتجت انه سيكون بشكل غير قابل للنفي انه من الممكن بفقط تصعيد قليل انه بإمكاني ان ابث الطاقه الكهربيه في الغلاف الجوي |
elektrik akımının boşalırken çıkardığı patlama sesleri kulakları sağır ediyordu. | Open Subtitles | وصوت انطلاق الشحنات الكهربيه كان يصم الاذان |
Tesla'nın sıklıkla "Ölüm Işını" olarak adlandırılan elektrik gücünün radyo aktarımı üzerine yaptığı deneylerini tamamladığı ve noksansız hâle getirdiği bildirildi. | Open Subtitles | تيسلا كان قد ذاع عنه انه اتقن تجاربه علي بث الطاقه الكهربيه والمعروف بشعاع الموت |
Beyinden elektrik sinyallerinin vücudun geri kalanına aktarılması tümüyle iskelet yapınıza bağlıdır. | Open Subtitles | و موصل النبضات الكهربيه من المخ الى جميع اجزاء الجسم يعتمد تقريباً على شبكة هيكلك العظمى |
elektrik mühendisiydi. Devre tasarımları yapıyordu. | Open Subtitles | كانت مهندسةً كهربائيه ، تصمم الدوائر الكهربيه |
Onarım bittikten sonra, elektrik şoku uygulayacağız. | Open Subtitles | ؟ بعد ان تتم كل التصليحات سوف نقوم بعمل الصدمه الكهربيه |
Sarkar, bu bizim bütün elektrik sorunumuzu çözebilir. | Open Subtitles | هذه ستحل جميع مشاكلنا الكهربيه يا سيد ساركر |
...ve elektrik trenlerimiz, arabalarımız duracaktır. | Open Subtitles | وستتوقف قطاراتنا وسياراتنا الكهربيه |
Fırtınada elektrik çarptı. | Open Subtitles | لقد قتل بالصدمه الكهربيه بفعل العاصفه |