elektromanyetik dalgalardan daha kullanışlı ve karmaşık başka iletişim araçlarını keşfedecek. | TED | يكتشفون بسرعة تكنولوجيات اتصال أكثر تطورا وعملية بكثير من الموجات الكهرومغناطيسية. |
Robotlardan oluşan koca bir ordu kurdum onlar da elektromanyetik ağ oluşturdular. | Open Subtitles | لقد صنعت جيشاً من الأجهزة الروبوتية وأنشئوا صفيف من العقد الكهرومغناطيسية كبيرة |
Bu elektromanyetik enerji kızlarımızı ve erkeklerimizi kısırlaştıran şeytani bir planın parçasıdır. | Open Subtitles | هذه الطاقة الكهرومغناطيسية هو برنامج شيطاني سري لتعديل الجهاز التناسلي الببيولوجي لفتياتنا |
Ama ikisi bir araya gelince ortaya çıkan elektromanyetizma 19. yüzyılı domine edecekti. | Open Subtitles | الكهرومغناطيسية و بالتقاء الإثنتين.انبثق علم و هو العلم الذي ساد القرن التاسع عشر |
Anlık dikkat dağıtmayla onları Weir'dan uzaklaştıracağız böylece onları EM darbesiyle vurabileceğiz. | Open Subtitles | تشتيتهم مؤقتا لإبْعادهم عنها لذا يمكن ضربهم بالنبضات الكهرومغناطيسية |
Kimya, elektromanyetik güçler tarafından yönetilir. | TED | إذاً، الكيمياء تُهيمِن عليها القوى الكهرومغناطيسية. |
Belki de medeniyetler gelişirken elektromanyetik dalgalardan çok daha gelişmiş ve işe yarar olan iletişim teknolojilerini kısa sürede keşfediyor. | TED | ربما مع تطوّر الحضارات، فقد اكتشفت بسرعة تكنولوجيات اتصال أكثر تطورا وفائدة من الموجات الكهرومغناطيسية. |
Modern toplum elektromanyetik radyasyon yayarak ve saptayarak şekillenir. | TED | المجتمعات الحديثة تشكّلت من خلال إرسال واكتشاف الإشعاعات الكهرومغناطيسية. |
Böylece Kaluza dedi ki, belki ben de aynı oyunu oynayarak elektromanyetik kuvveti eğrilip bükülmeler sayesinde açıklarım. | TED | و لذلك قال كلوتزة قد أمضي على نفس المنوال لأصف القوة الكهرومغناطيسية على شكل تقعر و انحناء. |
Bellek katot ışınlı tüpteydi (CRT) -- elektromanyetik tepkilere bir hayli duyarlı birçok nokta olarak. | TED | الذاكرة كانت مصابيح الأشعة المهبطية مجموعة من البقع على سطح الأنبوب حساسة جدا للتأثيرات الكهرومغناطيسية |
elektromanyetik kuvvet, elektrik yüklü maddeyle, foton adı verilen parçacıklar vasıtasıyla etkileşime girer. | TED | تتفاعل القوى الكهرومغناطيسية بالمواد المشحونة كهربائيا.. من خلال جسيمات تسمى فوتونات. |
elektromanyetik ve zayıf kuvvetler madde ile kuvvetli ve zayıf yüklerin etkileşimi bu motifin oluşturur. | TED | تتفاعل القوى الكهرومغناطيسية والقوى الضعيفة بالمادة.. وفقا لشحناتها القوية وشحناتها الضعيفة.. والتي تشكل هذا النمط. |
JH: Şimdi bu elektromanyetik mi yoksa statik elektrikle mi bu şekilde duruyor? | TED | جي اتش : والآن هذا هو الكهرومغناطيسية هنا ، أو هي مثبّتة؟ |
Yalnızca katı, maddi şeyleri gerçek şeylerden saymaya dair bir eğilimimiz var. Bir boşluk içerisindeki elektromanyetik dalgalar bize | TED | تفكيرنا يقودنا الى الظن بأن الاشياء الصلبة فقط.. هي المادة الحقيقية بينما حركة الامواج الكهرومغناطيسية.. |
Ortanca Dünya, -- sezgisel olarak rahat hissedecek şekilde evrildiğimiz büyüklükler ve hızlar -- elektromanyetik tayfın, ışığı çeşitli renkler olarak gördüğümüz dar aralığı gibidir. | TED | العالم الوسط.. مدى الحجم والسرعة.. التي تأقلمنا لنشعر فيها بكل راحة .. تشبه الى حد ما المدى الضيق لـ السلسلة الكهرومغناطيسية.. التي نراها كألوان مختلفة. |
Bu beyin ve sinirler güçlendirici karışım protein ve elektromanyetik sıvılar açısından zengin. | Open Subtitles | إنه مقوّي عصبي وعقلي، غني بالبروتين والعصائر الكهرومغناطيسية. |
- Kristaldeki elektromanyetik enerji taklit etme özelliğine sahip. | Open Subtitles | الطاقة الكهرومغناطيسية الموجودة في البلورة لديها القدرة على تقليد الاشياء |
elektromanyetizma, henüz birkaç onyıl önce kendi içinde birleştirilmiş bir kuvvetti. | Open Subtitles | الاّن الكهرومغناطيسية هى القوة التى قامت بتوحيد نفسها منذ عقود قليلة فقط قبل ذلك |
Böylece, yerçekimi ve elektromanyetizma ile mukayese edildiğinde, çekirdek kuvvetleri her ne kadar çok küçük ölçeklerde rol oynasalar da, günlük hayatımızı derinden etkilerler. | Open Subtitles | أذاً بالرغم من أن بالمقارنة مع الكهرومغناطيسية والجاذبية القوى النووية التى تتصرف على نطاق ضيق |
EM darbesi tarayıcıdan doğrultulacak yani diğer ekipmanlara bir şey olmaz. | Open Subtitles | النبضات الكهرومغناطيسية ستوجه من خلال الماسح لذا التجهيزات الأخرى يجب أن تكون بخير |
EMF ile aynı mantığa sahip ama bu havadaki sıcaklık değşimlerini gösteriyor. | Open Subtitles | نفس فكرة عمل مقياس المجالات الكهرومغناطيسية إلا أن يستخدم للكشف عن معدلات الهبوط في درجة الحرارة |
EMP'niz büyük teçhizatları kızartacak. | Open Subtitles | نبضتك الكهرومغناطيسية سوف تصيب أجهزته الإلكترونية بالشلل |
Belki onları son defa yaptığımız gibi elektro manyetik darbeyle vurabiliriz. | Open Subtitles | ربما نستطيع ضربهم بالنبضات الكهرومغناطيسية مثلما فعلنا آخر مرة |
Hepimiz elektromanyetizmanın anlamının Eistein'ın geliştirdiği özel izfiyet teorisi olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | وجميعًا نعلم ما هي تنطبيقات الكهرومغناطيسية فهي من قادت (آينشتين) لتطويرنسبيته الخاصة |