Çünkü aydan aya büyük miktarda Küba parasını işin içine soktun. | Open Subtitles | لأن, شهرا بعد شهر, انت احضرت بالداخل ذاك الكاش الكوبي الكبير. |
O ibnelikten folloş olmuş götüne Küba purolarını sokup gırtlağından çıkarırım senin! | Open Subtitles | انا الاشياءك فضفاض ايها اللوطي قذر مع السيجار الكوبي تصل الي الحلقك |
Küba ordusu ve bir danışma ekibi getirmişler. | Open Subtitles | لقد أحضرو الأسلحة الكوبية وفريق المستشارين الكوبي ومنهم هذا الرجل |
"Kübalı avukatım da satıcılık işleri bulmama yardım ediyor." | Open Subtitles | محاميّ الكوبي يساعدني ايضا لاحصل على وظيفة بائع |
Ben Ferrie'nin Kübalı veznedarı Eladio del Valle'nin peşindeyim. | Open Subtitles | أنا أعمل على الوصول إلى آمر الصرف الكوبي فيري إيلاديو ديل فالي فى ميامى |
Birkaç kutu Küba purosu lazım. En iyisinden. | Open Subtitles | و أحضر أفضل صناديق منوعة من السيجار الكوبي |
Birkaç kutu Küba pürosu. En iyisinden olsun. | Open Subtitles | و أحضر أفضل صناديق منوعة من السيجار الكوبي |
Bunun Küba halkı için, ayaklanıp Castro'yu yıkacak itici güç olabileceğini düşündüler. | Open Subtitles | وهذا، بحسب إعتقادهم، كان سيمثل دافعًا للشعب الكوبي للإنتفاض والاطاحة بكاسترو |
Beni götürmek istediğin o Küba restoranı neresiydi? | Open Subtitles | الذي كان ذلك المطعم الكوبي أردت أخذي إلى؟ |
Beni götürmek istediğin o Küba restoranı neresiydi? | Open Subtitles | ما كان اسم ذلك المطعم الكوبي الذي تأخذني إليه |
Umarım yolda bir Küba restoranı vardır, çünkü Küba mutfağının Miami'de çok iyi olduğunu duydum. | Open Subtitles | هناك بعض المطاعم الجيدية الكوبية هنا لأنني سمعت أن الطعام الكوبي جيد في ميامي |
Yeni bir Küba mekanı açılmış. Hemen Lower East Side'ın orada. | Open Subtitles | ذلك المطعم الكوبي الجديد والذي افتتح في شارع موريوس وهو جيد جدا |
Lanet Küba purosu beni çıldırttı. | Open Subtitles | أيها المشاكس العجوز حسناً، ربّما ذلك السيجار الكوبي قد أثر عليّ |
Guantanamo pisti, Küba hava sahasına dikey konumda yani iniş için, uçakların son anda 90 derecelik dönüş yapmaları gerekiyor. | Open Subtitles | مهبط غوانتانامو عامودي على الفضاء الكوبي لذا الطيارات المقتربة عليها ان تتفاوض على انعطاف بقدر 90 درجة كي تهبط |
Körfezin Amerika ve Küba taraflarını ayıran çizgiye yaklaştığımızda bize, mayınlara dikkat etmemiz söylendi. | Open Subtitles | بينما إقتربنا من الخطّ في الماء بين الجانب الأمريكي والجانب الكوبي من الخليج تم إخبارُنا لكي نكون حذرين للألغام |
O Kübalı orospu çocuğunu tüm kalbimle sevmiştim ve benden bir parçamı kopartıp aldı. | Open Subtitles | أُحبُ ذلكَ الكوبي اللعين من كُل قلبي و قامَ بجَرحي |
Çünkü yolun yukarısındaki şu Kübalı yeri seviyorum. Eğer istersen bize yemek söyleyebilirim. | Open Subtitles | لأني أحب ذلك المحل الكوبي في آخر الشارع، بإمكاني إحضار بعض الطعام إذا كنتي تريدين |
Kübalı avukatınızdan, Kulaklıklar. 800-adım mesafelik. | Open Subtitles | من محاميكم الكوبي لاقطات أذن. مداها 800 قدم |
Seni ahlaksız Kübalı! Onunla nasıl yatarsın? | Open Subtitles | أيّها النذل الكوبي الحقير، كيف لك أن تقيم علاقة معها؟ |
Tüm Kobe biftekleri aynı zamanda Wagyu'dur. Fakat tüm Wagyu biftekleri Kobe değildir. | Open Subtitles | حسنًا،كل الكوبي تعتبر واغيو لكن ليس كل الواغيو كوبي |
Javier, ateşli bir Cuban tasarımcısıydı ve New york moda dünyasının çok tanınan bir ismiydi. | Open Subtitles | كان خافيير مصمم الكوبي الساخن... ... ونخب من أزياء النخبة نيويورك. |
Eskiden herkes severdi onu. Özellikle Kübalılar... | Open Subtitles | لقد كان الجميع يُحبّه، خاصّة المجتمع الكوبي. |
- Kübalıyım. | Open Subtitles | أنا الكوبي. |
- Çarşamba New York'ta olmalıyım. - Otur. Ve Kübalıdan uzak dur. | Open Subtitles | يجب أن أكون في نيويورك يوم الأربعاء - إجلسي، وابتعدي عن الكوبي - |