Mercedes, vokal tellerinin Kenya atletizm takımından daha muhteşem başarıları var. | Open Subtitles | مرسيدس , إن حبالك الصوتية كانت تعمل بشكل أفضل من فريق المسار الكيني |
Tüm Kenya ordusu sınırı beni getirmek için görevlendirilmiştir. | Open Subtitles | كل الجيش الكيني مهمتة الحفاظ على موضفي البعثة |
Politikacıların hırsını temsilen Kenya meclisine canlı domuzlar gönderdik. | TED | لقد قمنا بإيصال خنازير حية إلى البرلمان الكيني كرمز على جشع السياسين . |
Birçok firavunfaresi sürüyle dolaşırken Kenyalı cüce firavunfaresi ise tek başına hayatını sürdürür. | Open Subtitles | بينما معظم سلالات النمس تعمل في مجموعات متعاونة الا أن النمس الكيني القزم انفرادي يعمل وحيداً |
Nijerya prensi gibi yada beyaz saraydaki bir Kenyalı gibi dolandırıyor. | Open Subtitles | مثل هذا الأمير النيجيري على الإنترنت أو هذا الكيني الموجود في البيت الأبيض |
Çünkü aslında, siyah bir Kenyalı'yla siyah bir Ugandalı arasındaki genetik farklılık, siyah Kenyalı'yla diyelim ki beyaz bir Norveçli arasındakinden daha fazla. | TED | لأنه هناك فعليا فرق جيني شاسع بين شخص أسود من كينيا وآخر من أوغندا مما هو الفرق بين الأسود الكيني و، لنقل مثلا، نرويجي أبيض. |
Kenya'da da bir proje başlatarak Kenya milletvekillerinin performansını izleyeceğiz. | TED | فقد أقمت مشروعاً في كينيا ، كل ما نفعله هو متابعة أداء أعضاء البرلمان الكيني . |
Kenya Demokratik Reform Partisi'nin başkanıyım. | Open Subtitles | أنا رئيس حزب الإصلاح الديمقراطي الكيني. |
Lupita Nyong'o ve Wanuri Kahiu gibi sektöre yatırım yapan zayıf kaynaklar çoktan birinci sınıf işler yaptılar ama Kenya'da filmleri daha kolay yapmak için çok daha fazla teşvike ve yatırıma ihtiyacımız var bu yüzden Kenya televizyonunda daha çok Kenya hikâyeleri yer alabilir ve birbirimizle yapmaya ihtiyacımız olan gayet zorlu sohbetleri yapmaya bizi teşvik edebilir. | TED | أنتجت الموارد الضئيلة التي جرى ضخها في هذا القطاع مشاهد على مستوى عالمي، مثل لوبيتا نيونغو ووانوري كاهيو، لكننا نحتاج إلى مبادرات واستثمارات أكثر لجعل صناعة الأفلام في كينيا أسهل، لنشر القصص الكينية على التلفاز الكيني وإثارة المحادثات الصعبة جدًا التي نحتاج فيها بعضنا البعض. |
Kenya TV'sinde aralıksız 20 gece haberi yapıldı, ve Kenya istihbaratına göre de oyları da yaklaşık %10 civarında etkileyerek seçim sonuçlarını değiştirmiş oldu. | TED | وإستمر لمدة عشرين يوماً في التليفزيون الكيني , غير التصويت بنسبة 10 % , إعتماداً على تقرير الإستخبارات الكينية , الشيء الذي غير نتائج الإنتخابات . |
Kenyalı'yı kılpayı geçti. | Open Subtitles | لقد كان الفارق قليل مع العداء الكيني |
İkinci senaryoya yatırım yaptık ve 26 yaşındaki Kenyalı girişimci Eric Muthomi'nin glütensiz muz unu ve bebek maması üretmek için Stawi diye bir tarımsal ürün işleme fabrikası kurmasını destekledik. | TED | لقد استثمرنا في السيناريو الثاني، ودعمنا رجل الأعمال الكيني ذو ال26 عامًا أريك ماتومي لإنشاء مصنع تجهيز المنتجات الزراعية المسمى "Stawi" لإنتاج دقيق الموز وأغذية الأطفال الخالية من الغلوتين. |
Kızımız Kenyalı olmadığı sürece buna gerek yok farkındaysan... | Open Subtitles | ما لم تكن ابنتي هذا الكيني |