"الكِتاب" - Traduction Arabe en Turc

• kitabı
• Kitap
• kitabın

kitabı almak istiyor. Nappa ile ilgileneceğiz.
يُريدُ الحُصولَ على الكِتاب و علينا أن نَتخلَّصَ مِن نابا

Yani eğer kitabı onların arabasından alırsak, tüm bunları yaşamalarını engelleyebiliriz.
لذا، إذا حصلنا على الكِتاب من السيارة... فبِإمكاننا تجنب كُل هذا

Onların arabadan kitabı almalarını engelleyecek bir fikrim var.
لدّي فكرة لأمنعهم لنحصل على الكِتاب من السيارة

Eğer Kitap koleksiyon içinde ise, onu hemen şimdi almalıyız.
لو أنّ الكِتاب ضِمن المَجموعة، فعلينا أن نحصل عليه الآن.

Kitap ve senin sevimli ihtiyar kütüphanecin ile birlikte hastanedeyim.
أنا في المُستَشفى مَع الكِتاب وعَجوز المَكتبة اللطيف الذي ذكرتماه.

kitabın tüm gelirinin kurban vakıflarına verilmesi gerekiyor.
و جميع الأموال منَ الكِتاب منَ المفروض أن تذهَب إلى وديعة بإسم الضحية

Çok hoş. Ne demek. kitabın fiyatı 6,42 dolar.
حسناً,الكِتاب بـ6.42 دولار يمكنك أن تدفع لي المبلغ لاحقاً

kitabı götürüp yaptıklarını düzelteceklerini falan söylüyorlardı.
قالوا سيعيدوا الكِتاب إليهم ليعود كُل شيء كمان كان

Kütüphanede kitabı bulduğumuzu düşünüyoruz.
نَعتقِد أننا وَجدنا الكِتاب في المَكتبة.

Kütüphaneye gidip o kitabı almalıyız.
عَلينا أن نذهب للمَكتبة ونحصل على ذلك الكِتاب.

Pekala, dinle, kitabı bulmada iyi şanslar.
حسنٌ، اسمَعوا، حظّاً طيباً في إيجاد الكِتاب.

Biliyor musun, bu kitabı çocuklara okumaya başladığım zaman, dinleyicileri rahatlattığını farkettim fakat hikayeyi anlatanı da güçlendirdiğini anladım.
لعلمِك، عِندما بدأت قِراءة ها الكِتاب للأطفالِ، اكتَشفت أنه يستنزِف السامِع لكِنه يزوّد القارِئ ببعضٍ مِن قواه.

Sen de o sayfayı yırttın ve kitabı ona bıraktın.
لذا قمت بقطع الصفحة وأعطيتيه الكِتاب

Niye kitabı diğer eve götürsünler ki?
لماذا يعطوا الكِتاب لـالمنزل الأخر ؟

Onların kitabı yok demek.
ليس لدّيهم الكِتاب -ليس لدّيهم

Diğer Mike'ın arabadan kitabı almasını engelleyecek bir not bırakacağım.
سأترك مُذكرة لـ(مايك)... بإنهم ذهبوا إلى السيارة ليحصلوا على الكِتاب

Kitap okunduğu sürece, hikayeler hayata gelecek.
طالمَا أن الكِتاب يُقرأ، فإن قصصه ستَغدوا حقيقةً.

"Kırmızı Kitap" bu ülkede çok sevilir.
أعطى "الكِتاب الأحمَر" هذا البلَد نظرةً إطرائيَة

Bunlar hikayelerin etkisi altında kalan insanlar, kitabın gücünün kurutmaya çalıştığı insanlar değil.
هؤلاء هم أناسٌ تأثّروا بالقِصة، وليَسوا أناساً يُستَنزفون لكي يُدار الكِتاب.

Hastalanan insan örneklerini bulamadık, fakat bunun sebebi kitabın henüz yeteri kadar güçlü olmamasıydı.
لم نستطِع إيجاد نَمط لتفشّي المَرض بين الناس، لكِن هذا لأنّ الكِتاب ليسَ قوياً كِفايةً بَعد.