Bu yaz bu 100 dolarlık dizüstü bilgisayarlardan 5 milyon tane üreteceğiz, belki gelecek yıl 50 milyon tane. | TED | وفي هذا الصيف سنصنع ٥ ملايين من أجهزة اللابتوب ذات المائة دولار وربما ٥٠ مليون في العام القادم. |
Mike, bu dizüstü bilgisayardaki şifre kırma yazılımını kullanacak. | Open Subtitles | مايك سوف يستخدم برامج فك التشفير على هذا اللابتوب ادخل إلى هناك ويقوم بالإختراق من أجلهم |
712 numaralı oda, dizüstü bilgisayarı elinde. | Open Subtitles | الغرفة 712, إنها تستخدم اللابتوب الخاص بها الآن. |
Mıknatıslı. bilgisayarı yere çekmiyor. | TED | إنه ممغنط. لا يسحب اللابتوب أرضا. |
Size bir tüyo gelecekte dizüstü bilgisayarlarımızda asla SD kart bırakmıyoruz. | Open Subtitles | نصيحة محترف، دعونا لا نترك بطاقة الذاكرة ذاتها في اللابتوب إلى الأبد، في المستقبل. |
Kaçıran, bir dizüstü bilgisayardaki yer hizmetlerini açtı. | Open Subtitles | خدمة الموقع على اللابتوب |
Anasınıfı Öğretici bilgisayarı istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتعلم على اللابتوب بجامعة "كيندر". |
Ben gitsem, bilgisayarı sen kapatır mısın? | Open Subtitles | إذا ذهبت , هل أغلقت اللابتوب ؟ |
Bir adam ve bilgisayarı demek istedin herhalde. | Open Subtitles | انه رجل و اللابتوب الخاص به |