Bir ahırda... hiçliğin ortasında yalnızsın. | Open Subtitles | تقضى وقتك في حظيرة لوحدك... في وسط اللاشيء... |
Oradakiler olmalı, büyük bir hiçliğin yakınındalar. | Open Subtitles | لابد أنهم هنالك قرب منطقة اللاشيء |
Yani hiçlik, karşı özdek demek ve... bu tamamen farklı bir konu! | Open Subtitles | .. حسناً ، اللاشيء يعني لا يهم ، و ! هذا .. |
"hiçlik yerine bir şeyler olduğu için kendiliğinden yaratılış bir sebeptir. | Open Subtitles | الخلق العفوي هو السبب لوجود شيء عوضاً عن اللاشيء |
- Hayır, Boşluk, efendim! | Open Subtitles | - ليس اللاشيء .. ميلورد |
Derin düşünce yoluyla da hiçliği görebiliyoruz ve hiçlikte netliği buluyoruz. | Open Subtitles | وخلال الإنعكاس نستطيع رؤية اللاشيء وفي اللاشيء نجد الوضوح.. |
Beni, kendisi olduğu hiçliğin içinde tuttuğu gibi. | Open Subtitles | ويبعدني عن اللاشيء الذي كانَ هو عليه |
Bazıları ise bu hiçliğin ortasında boğulur. | Open Subtitles | و الاخرون يغرقون في هذا اللاشيء. |
hiçliğin arasında bir kapı. | Open Subtitles | إنها الفراغ بينهما اللاشيء |
Galaksinin sonuna gittiler hiçlik diyarına ve bu hale geldiler. | Open Subtitles | لقد جاءوا إلى حافة المجرة إلى مكان اللاشيء... وهذا هو ما أصبحوه |
Bir çeşit hiçlik gibiydi. | Open Subtitles | كانت نوعا من اللاشيء |
Boşluk mu? | Open Subtitles | اللاشيء ؟ |
Boşluk! | Open Subtitles | اللاشيء |
ve bilgin cevap verdi, "hiçliği tecrübe ediyrum..." | TED | أجاب الراهب أنا أختبر اللاشيء |
Bütün bu hiçliği de ne isterlerse yapmaları için tanrılara veriyorum. | Open Subtitles | وأمنح هذا "اللاشيء" للآلهة لتفعل به ما تشاء |