Kapınızı bin bir şekilde değiştirebilirim, ve kapınızı açtığınız o iki saniye içinde bir şeylerin değiştiğini fark edersiniz. | TED | يمكن أن أغير ألف شيء في بابك و في الثانيتين اللتين تأخذهما لفتح بابك, ستلاحظ أن شيئاً ما قد تغير. |
Jimmy, bunun bana yaptığın o iki sene olayıyla ilgisi yok. | Open Subtitles | -نعم جيمي, هذا ليس من أجل السنتين اللتين قضيتهما من أجلي |
Hayalarını ağzına getiren o iki kelimeyi bir daha asla duymak zorunda kalmazsın! | Open Subtitles | ولن تسمع مجدداً الكلمتين اللتين تجعلان أعضاءك يرتدان للوراء |
Tam burada ölmüş iki kız kardeş hakkındaki. | Open Subtitles | عن الاختان اللتين ماتتا هنا , اجل , كانتا توامان اعتقد انه كان في 89 |
Kasaban tanıdığım iki kız var ve bu akşam çalışıyorum. | Open Subtitles | كنت أنا انظر، بأنه سأقول الفتاتين تلك البلدة في اعرفهما اللتين |
Bir gün, bir yıl önce gördüğüm bir hastadan kliniğin lobisinde olduğu çağrısını alınca heyecanlandım ve o iki genç kızıyla oradaydı ki onu bir yıllık takip sınavından da tanıyordum. | TED | ذات يوم انتابتني الغبطة عندما تلقيت استدعاء لقاعة الاستقبال بالمستشفي من مريضة لم أرها منذ سنة كانت برفقة ابنتيها اللتين كنت أعرفهما، لإجراء الفحص السنوي |
Çıktığımız o iki hemşireyi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | -أتذكر تلك الممرضتين اللتين كنا نواعدهما ؟ |
Jimmy, bunun bana yaptığın o iki sene olayıyla ilgisi yok. | Open Subtitles | - نعم . "جيمي" , هذا ليس عن السنتين اللتين قضيتهما من أجلي . |
Neden Nina'nın iki saat önce rezil ettiği iki kız olmasın ki? | Open Subtitles | لمَ نستبعد الفتاتَين اللتين أذلّتهما (نينا) لتوّها منذ ساعتَين؟ |