"اللذة" - Traduction Arabe en Turc

    • zevk
        
    • zevki
        
    • lezzetli
        
    • haz
        
    • Lezzetlilik
        
    • orgazm
        
    Bundan tuhaf bir zevk mi alıyorsun? TED هل يجعلك هذا تحس بنوع من اللذة المنحرفة؟
    Doğanın bulduğu en etkili... zevk verme sistemidir. Open Subtitles انه الأكثر فعالية في نظام اللذة الجنسية الذي ابتكرته الطبيعة
    Aşık olmak, herşeyi paylaşmayı gerektirir... zevki de acıyı da. Open Subtitles لأن في الحب لا بد من مشاركة كل شيء اللذة والألم
    Sana bu zevki tattırmam. Haydi, ateş et. Open Subtitles لن أمنحك تلك اللذة عليك أن تتقدم و ترديني.
    Bu çok hoş çünkü ferahlatıcı ve lezzetli bir şeyin somut örneği. TED انها مميزة لانها تحمل في طياتها الانتعاش و اللذة
    Böyle lezzetli olabileceğini bilmiyordum. Open Subtitles لم أكن أعلم أن الطعام يمكنه أن يكون بهذه اللذة
    Ve onların ilerlemelerini görmek size çok büyük bir haz verir. TED ويمنحك ذلك قدرًا كبيرًا من اللذة, لتشاهدهم يمضون قدمًا.
    Lezzetlilik. Rico, şuna biraz şuur çak. Open Subtitles اللذة – ريكو), أعده إلى رشده) -
    Kızından cinsel zevk aldığını itiraf etmez. Open Subtitles لن يعترف باستغلاله لابنته بغرض الحصول على بعض اللذة الجنسية
    İnsan ve eşya yakmak bu dünyada tattığım tek zevk. Open Subtitles حرق الناس والأشياء هي اللذة الحقيقية الوحيدة التي وجدتها على هذه الأرض
    zevk uğruna, macera uğruna, şehvet uğruna. Open Subtitles من اجل اللذة, المغامرة. من أجل الشهوة
    Ses de çıkarma. zevk için sakla. Open Subtitles أو تصدر صوتاً احتفظ به لأجل اللذة
    Onlara bu zevki tattırmanı istemiyorum. Open Subtitles لا أريد منحهم اللذة.
    İkimiz de küçük bir zevki hak ettik. Open Subtitles إنه حول قليلا من اللذة
    Sapık orospu çocuğu! Bu zevki sana tattırmayacağım! Open Subtitles أنت مريض أيها الحقير لن أمنحك اللذة!
    Zevkle zevki karıştırmak kadar değil. Open Subtitles ليست بحجم خلط اللذة باللذة
    Yeşil fasulye hiç bu kadar lezzetli olmamıştı. Open Subtitles البازلاء الخضراء لم يكن مذاقها بهذه اللذة
    Yemeğin bu kadar lezzetli olacağını hiç düşünmemiştim. Open Subtitles لم يكن لديّ اي فكرة أن الطعام يمكن أن يكون بهذه اللذة
    Bu burgerleri bu kadar lezzetli yapanın ne olduğunu kimse bilmiyordu. Open Subtitles لم يكن أحد يدري يقيناً ما كان المكون الذي جعل تلك الشطائر في غاية اللذة
    Kim bir balığın fazla pişirildikten sonra lezzetli olmasını sağlayabilir ki? TED من يمكنه أن يجعل سمكة بهذه اللذة ... حتى بعد أن بالغ في طهيها؟
    Burada, yani yasanın özünde bize uyguladığı müstehcen bir haz vardır. Open Subtitles هناك نوع من اللذة الفاحشة في ممارسة القانون
    Lezzetlilik. Open Subtitles اللذة!
    orgazm oldu, olmadı. Şu orgazm, Bu orgazm . Open Subtitles هي شعرت بلذة الجماع، وهي لم تشعر، هذه اللذة وتلك اللذة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus