Katie'nin babası, biz evlendikten sonra birkaç yıl o toplantılara gitti. | Open Subtitles | والد كيتي ذهب لمثل هذه اللقاءات بعد عدة سنوات من زواجنا |
Beni neden böyle toplantılara çağırdıklarını bilmiyorum çünkü hiç de politik bir komedyen değilimdir. | Open Subtitles | أنا لا أدري لماذا يختارونني في مثل هذا النوع من اللقاءات لأنني في الأساس أنا لست إطلاقا كوميديا سياسيا |
Chuck, "Flört Oyunu". O senin bebeğin değil mi? - Evet efendim. | Open Subtitles | "تشاك" , "لعبة اللقاءات" أليس هذا هو طفلك ؟ |
Bu toplantılar ebeveynlerimden biri tarafından kolaylaştırıldı ve bir not tutucumuz bile vardı. | TED | تلك اللقاءات كانت تدار بواسطة أحد والدينا، كان لدينا شخص لأخذ الملاحظات حتى. |
Yani yapacağımız şey, aslında bu toplantıları kendimiz düzenlemek. | TED | يجب القيام بشيء آخر سوف نقوم باعداد هذه اللقاءات وحدنا .. |
Birkaç görüşme yaptık ve çok sinirlerimiz bozuldu. | Open Subtitles | لقد أجرينا بعضا من هذه اللقاءات و هي مرهقة للأعصاب |
Bu baş başa görüşmeler boyunca neler oluyor, söyler misiniz? | Open Subtitles | يمكننا تخيل ذلك أخبريني,ما الذي يجري خلال هذه اللقاءات المنفردة؟ |
Kendini biraz sev, kardeşim. Ve ara sıra o toplantılara katıl. | Open Subtitles | عليك أن تحب ذاتك واذهب للمشاركة ببعض اللقاءات |
Bu toplantılara beş yıldır liderlik yapıyorum. | Open Subtitles | لذلك أنا قائد هذه اللقاءات منذ خمس سنوات |
Senin dul ve misafirlerle yaptığın küçük toplantılara hiç benzemeyen bir şey. | Open Subtitles | لا شيء على الإطلاق سوى مثل القليل من اللقاءات مع الأرامل والكعك والشاي |
Doğru. Sen "Flört Oyunu" nu yaratmıştın. | Open Subtitles | . ذلك صحيح . "فأنت صاحب فكرة "لعبة اللقاءات |
Chuck, "Flört Oyunu". O senin bebeğin değil mi? | Open Subtitles | "تشاك" , "لعبة اللقاءات" أليس هذا هو طفلك ؟ |
ABC "Flört Oyunu" nu sevmedi. | Open Subtitles | إيه بى سى" لم تحب " . "عرض اللقاءات " |
Bütün tutanaklar, gezi notları ve toplantılar internette açıklanacak. | Open Subtitles | فكل اللقاءات والرحلات والجداول ستكون على الانترنت |
Bu grup toplantıları uyuşturucu veya alkol için olabilir. | Open Subtitles | يمكن ان تكون المخدرات او الكحول, تلك اللقاءات الجماعية |
Birkaç görüşme sonrası istediğiniz noktaya varacağımızı düşünüyorum. | Open Subtitles | أستطيع وضعكم أمام مزودي النقود في جولة من اللقاءات |
Kafelerde görüşmeler, ...diktafonuna vızıldadığı otel odasında buluşmalar. | Open Subtitles | جميع تلك اللقاءت القليلة في المقهى تللك اللقاءات في الفندق عندما تدخل في كتاباتك |
Onunla birlikte bir sürü yere uçtuk. Bir sürü toplantıya katıldık. | Open Subtitles | استمريت في الطيران معه ذهاباً وإياباً كنا نفعل كل هذه اللقاءات |
Burada işimiz biter bitmez görüşmeleri ayarlamaya başlayabilirim.. | Open Subtitles | سأعد لهذه اللقاءات بعد إنتهاء إجتماعنا هنا |
Katıldığımız bütün o terapilerden ve psikiyatri toplantılarından sonra, elde ettiğimiz sonuç nedir bilir misin? | Open Subtitles | لأنه بعد العلاج النفسي و الأطباء النفسيين و اللقاءات أتعلم إلى أين تتجه المشكلة |
New York'ta devam eden yüzlerce buluşma var, aktif buluşmalar. | TED | هناك المئات من اللقاءات التي تجري في نيويورك حاليا، لقاءات نشطة. |
10 KARŞILAŞMA | Open Subtitles | اللقاءات العشَر |
Bu kadın yüzlerce saat uzunluğunda röportajlar kaydetmiş. | Open Subtitles | هذه المرأة سجلت مئات الساعات من اللقاءات |
Bu tuhaf görüşmelerin sonu gelmeyecek mi? | Open Subtitles | كيف يمكننا مواصلة هذه اللقاءات الغريبة ؟ |
Bu konuma nasıl geldiğim ve bu işi neden yaptığım, bilimsel toplantılarda asla konuşmadığım bir şeydir. | TED | وهذا شيءٌ لا أتحدث عنه في اللقاءات العلمية وهذا ما دفعني إلى ما أنا عليه الآن والدافع الرئيسي لعملي. |
"Ne zaman bir kişi başka bir kişiyle seks yapsa, her ikisinin de daha sonra karşılaştıkları seksüel olarak onlara birbirlerini hatırlatır. | Open Subtitles | "كيف في كل مرة شخص ما يمارس الجنس مع شخص آخر يُستحضر تاريخ اللقاءات الجنسية السابقة لكليهما |