Çünkü bazı aile planlama programları, talihsiz teşviklere ve zorlayıcı politikalara başvurdu. | TED | انه بسبب بعض برامج تنظيم الاسرة لجأت الحوافز المؤسفه والسياسات القهريه. |
Tüm yapmacık ve yanlış bilgiler, bir sürü talihsiz olayın başlamasına sebep oldu. | Open Subtitles | كل المعلومات المزيفه و التي ادت الي تلك الاحداث المؤسفه |
Ve bu konuda en ufak bir şüphen varsa, bu sabah yaşanan talihsiz olaylar fikrini değiştirmiştir bence. Değil mi? | Open Subtitles | واذا كان هناك شك, اعتقد ان احداث هذه الليله المؤسفه اكدت هذا, اليس كذلك؟ |
Bu nedenle, hadiseyi son derece talihsiz olayların bir yumağı,.. | Open Subtitles | هذه الأحداث المؤسفه تجميع مروع |
Ekşi ve acı veren ifadelerinizden Richard'ın sizi hisselerimi satmamı gerektiren talihsiz olayla ilgili bilgilendirdiğini anlıyorum. | Open Subtitles | يمكننى رؤيه ذلك من خلال تعبيرات وجهك الحامضه ان (رتشارد) قام بتشغيلك فيما بتعلق بالظروف المؤسفه التى أجبرتنى على |