Yeşil önlüğü giyip bluetooth ile konuşan bir ahmağa güzel kahveler servis edişiniz de umrumda değil. - Ben de sizin gibiydim. | Open Subtitles | لا يهمني لو كنت ترتدي المئزر الأخضر وتُقدّم القهوة لأحمق يتحدّث عبر البلوتوث. |
Girmeden o kirli önlüğü çıkar. | Open Subtitles | أخلع هذا المئزر القذر قبل أن تاتى |
önlüğü giy, bakalım elimizden ne gelecek. | Open Subtitles | ضع المئزر وسنرى ما يمكننا عمله |
Ama çoğu insan beyaz önlük giydiğim için beni doktor sanır. | Open Subtitles | و لكن الكثير من الناس يخالونني طبيبا بسبب المئزر الذي أرتديه |
Bu çelikten önlük ise beni merdivenlerdeyken koruyacak. | Open Subtitles | وهذا المئزر المصنوع من الرصاص سيقيني في الجزء السفلي |
Pötikareli önlüğün, erkeklere eziyet çektirmek için kadınların icat ettiği en büyük tahrik unsuru olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول إن المئزر القطني هو أروع أدات إغراء إخترعتها النساء لتعذيب الرجال |
Ama Önlüğünü ve şapkasını eve getirdiğinde, | Open Subtitles | لكنه كان يحضر المئزر والقبعة للمنزل، |
önlüğü dedim. | Open Subtitles | المئزر |
önlüğü giy, bakalım elimizden ne gelecek. | Open Subtitles | ضع المئزر وسنرى ما يمكننا عمله |
Lütfen çıkar şu önlüğü. | Open Subtitles | اخلع هذا المئزر |
Hem de büyülü önlüğü giymiş. | Open Subtitles | و ترتدي المئزر السحري |
En azından önlüğü çıkar. | Open Subtitles | إنزع المئزر على الأقل |
önlüğü giymiş olabilirsin,.. | Open Subtitles | ربما لبست هذا المئزر |
İşte, şu önlüğü giy bakalım. Çok tatlı. | Open Subtitles | هنا، وضع هذا المئزر جرا. |
Belindeki o kirli önlük... olmasın bu sefer. | Open Subtitles | من دون ذلك المئزر العفن الذي تلف به وسطك |
Ve kadın olmasaydım, önlük giymekle, babamın mağazasını hep olması gerektiğini düşündüğüm duruma getirmek için büyük bir heyecan duymak arasında tercih yapmam gerekmezdi | Open Subtitles | وان لم اكن إمرأة لك ولا كنتُ أضطرّ لاختيـار مابين وضع المئزر عليّ أو الإثارة من جعل متجر والدي |
Kendi usulünle onun yemeğini sen hazırlayıp o önlük üzerindeyken masum bir görüntü verirsen olacak şeyler gidişatın gerektirdiği şeydir. | Open Subtitles | لكن إن عزمته أنت على العشاء، و طهوت من أجله وصادف أن بدوت ضريفة في هذا المئزر و شيء ما صادف أن حصل |
Ne düşündüğünü bilseydim, ...niçin bana üzerinde barbekünün yanında duran maymun resimli bir önlük aldığını bilirdim. | Open Subtitles | لو كنتُ أعرف طريقة تفكيرك، لفهمتُ سببَ شرائك هذا المئزر و عليه قرد بجانب مشواة. |
Ayrıca bana orta beden önlük verdiklerine de inanamıyorum. | Open Subtitles | ولا يُمكنني تصديق أيضًا أنّني متوسّطة المئزر. |
- Bu önlüğün altına bir şey giymesem olur mu? | Open Subtitles | هل استطيع ارتداء قميص تحت هذا المئزر ؟ |
Önlüğünü takmamanın özel bir sebebi var mı? | Open Subtitles | هل هناك سبب لعدم ارتدائك المئزر ؟ |
önlüğü dedim. | Open Subtitles | المئزر |
Seni bu önlükle gördüğümden beri bunu yapmak istiyordum. | Open Subtitles | كنت أتشوق لفعل هذا منذ أن رأيتكِ في هذا المئزر |
Hollandaise sosu katılaşmış önlüklü adam söylüyor. | Open Subtitles | هذا ما يقوله الرجل الذي يرتدي المئزر صانع الصلصة الهولندية المتكتلة |