Zorundayız çünkü uygun altyapı ve hizmetin yayılmasını garantiye almak ve uygun fiyata ulaşılabilir hâle getirmek sadece kolay yapılabilir değil, aynı zamanda yüz yıllık bir sıçramanın temel taşıdır. | TED | يجب علينا إصلاح هذا لأن توفير اتصال واسع الانتشار وفي المتناول بالخدمات والبنى التحتية البسيطة ليس من الكماليات: إنه أمر أساسي من أجل تحقيق قفزة المائة عام. |
Afrika'nın yüz yıllık sıçrayışı; Afrikalıların fikir üretmek için yaratıcılığı desteklemelere, ayrıca açık sözlülüğü kabul edip yaygın problemlerini çözmek için nereden gelirse gelsin fikirlere açık olmalarına ihtiyaç duyacak. | TED | إن تحقيق قفزة المائة عام بأفريقيا يستلزم استحضار الأفارقة للإبداع من أجل توليد الأفكار وإيجاد الانفتاح لتقبل والتكيف مع الأفكار من أي مكان آخر في العالم من أجل حل مشاكلنا المستفحلة. |
Gelecek 20 yıldaki 2 temel değişim ile yüzleşmemiz; gelecek 100 yılımızın en iyi veya en kötü Yüzyıl olmasını belirleyecek. | TED | سنواجه خلال العقدين القادمين تحوّلين أساسيّين يحددان إن كانت المائة عام القادمة هي أفضل القرون أم أسوأها. |
"Fransızlar ve İngilizler arasında Yüzyıl Savaşları devam ediyordu, sonradan bu savaşa Seri Çözüm Operasyonu denildi. | Open Subtitles | كان الفرنسيون يحاربون الانجليز في حرب المائة عام "والتي كانت تسمى في هذا الوقت "عملية الرد السريع |
Bay Doniger, profesörü Yüzyıl Savaşları'na gönderdiniz. | Open Subtitles | أرسلت الأستاذ إلى حرب المائة عام ؟ |
Yüzyıl Savaşları, Haçlı Seferleri. | Open Subtitles | حرب المائة عام الحملة الصليبية |
Yüzyıl Savaşı'ndan beri bu hava bizonu sürüsünü besliyoruz. | Open Subtitles | لقد ربينا قطيع "ثور الهواء" هذا . منذ حرب المائة عام |
Sonuçta bu Yüzyıl Savaşları değil. | Open Subtitles | هذهُ ليست حرب المائة عام |
Yüzyıl savaşıydı. | Open Subtitles | كانت حرب المائة عام |