Dün akşamdan kalan köfte olması lazım. Sana sandviç hazırlıyım. | Open Subtitles | لديّ بعض أرغفة اللحم المتبقية من البارحة، سأعدّ لك شطيرة |
Kazanan dövüşmeye devam eder, ayın kalan 29 gününde burada hapsolur. | Open Subtitles | الفائز يواصل القتال ويقى محاصراً التسعة والعشرون يوماً المتبقية من الشهر |
Bugün, o dünyadan kalan vahşi doğa neredeyse yok olmak üzere. | TED | اليوم، البراري المتبقية من ذلك العالم، ولّت الآن. |
Fakat geri kalan %92'lik kısmın hepsi tek bir yere gidiyor: tarım. | TED | لكن 92٪ المتبقية من استهلاكنا من المياه تستخدم كلها في قطاع واحد: الزراعة. |
ve biz dedik ki yumurta çırpıcısının tüplerin ve geri kalan herşeyin fiziklerini yaptık ve bir dergiye yolladık | TED | وقلنا اننا نقوم بفيزياء مضارب البيض و التصفيف الذاتي للأنابيب و كل الأشياء المتبقية من هذا القبيل. أرسلناها الى مجلة. |
- Bu yıl emekli olursam kampanya fonumdan kalan 1.3 milyon dolar parayı harcamamış olacağım. | Open Subtitles | إن تقاعدت هذه السنة، سيمكنني الإحتفاظ بـ 1,3 مليون دولار المتبقية من حملة التبرعات |
Bu eylem acımasızders ve açık tasarım Avrupada kalan özgür ulusu çoğaltmak için beraberinde getiren | Open Subtitles | وإن هذا النشاط الجامح والتصميم الواضح لمد أثر ذلك في الدول الحرة المتبقية من أوروبا |
Bunlar nunataklar; 1.5 kilometreden derin buzlara gömülmüş dev dağların açıkta kalan zirveleri. | Open Subtitles | يستطيع القرش أن يجد فريسته بسهولة أكثر منهم و سيكونون قادرين على جمع الفضلات المتبقية من وجباته |
Burada yok ettiğiniz iblislerden arta kalan enerji bunlar. | Open Subtitles | الطاقة المتبقية من مخلفات كل الشياطين الذين هزمناهم هنا |
Hayatının geri kalan şu acı dolu son dakikalarında daha önce sormuş olduğun soruya ayrıntılı bir cevap vereyim. | Open Subtitles | فى هذه الدقائق الأخيرة المتبقية من حياتك إسمح لي بأن أجيب لك عن السؤال الذي سألته بإجابة وافية |
Tarikatın kalan birkaç üyesi susturulmuş olacak. | Open Subtitles | الشرذمة المتبقية من فرسان المعبد سوف يتم اسكاتهم |
Tek kalan benim. Diğerleri ya kovuldu ya da istifa etti. | Open Subtitles | أنا الوحيدة المتبقية من المغادرين, كل شخص آخر إما طرد أو أستقال |
Bu su da şimdi senin, haftanın kalan kısmında kullanacağın su hakkın. | Open Subtitles | ذلك الماء الآن هو إمدادك الخاص من الماء للأيام المتبقية من هذا الأسبوع |
Kafatasının yeniden yapılandırılmasından geri kalan iki parçaya daha yakından baktım. | Open Subtitles | نظرت بتمعن في تلك القطع المتبقية من إعادة تشكيل الهيكل |
Susan'sız geri kalan hayatımı nasıl görüyorsun? | Open Subtitles | .. ماذا ترين لحياتي المتبقية من دون سوزان؟ |
- Cadılar Bayramı'ndan kalan şeker var dolabımda. | Open Subtitles | لدي بعض الحلويات المتبقية من الهالوين في خزانتي. |
Halihazırda suçlu bulunduğunuz suçlamaların cezasını çekmek üzere... şu ana kadar bulunduğunuz ve cezanızın kalan kısmını tamamladığınızda salıverileceğiniz cezaevine geri gönderileceksiniz. | Open Subtitles | سيتم إرجاعك لقضاء المدة المتبقية من عقوبتك ما تبقى من عقوبته بتهمة التي بسببها أنت في السجن حالياً |
En son da cesedin kalan parçalarını otelin restoranının arkasına atıyorlar. | Open Subtitles | بعد ذلك يرمون الاجزاء المتبقية من الجسم خارج مطعم الفندق في براميل |
Diğer tarafa olan ziyaretimden kalan bir yan etki gibi bir şey. | Open Subtitles | كنوع من الآثار المتبقية من زيارتي للجهة الأخرى |
Onlar çok umutsuzdu kalan su havuzunda botları su üstünde tutmak için ama sonunda vazgeçmeliydiler. çünkü köprü ayakları ve limanları geri çekilen kıyışeridiyle birlikte ayakta duramayabilirdi. | TED | كانوا يحاولون بيأس لجعل القوارب تطفوا بالبرك المتبقية من المياه، ولكنهم في النهاية تخلو عنها لأنه ببساطة الأرصفة والمراسي لم تتمكن من ملائمة الشاطئ المتراجع. |