Yalnız, benim tersime, sizin patronunuz muhtemelen Amerika Birleşik Devleti'nin Cumhurbaşkanı değildi. | TED | و لكن بعكسي، فإن رئيسك ربما لم يكن رئيس الولايات المتحدة الأمريكية |
Bunu ödeyeceksin, p...ç herif! Ben Amerika Birleşik Devletleri... - ...vatandaşıyım. | Open Subtitles | ستدفع ثمن هذا أيها الوغد، إني مواطن من الولايات المتحدة الأمريكية |
Söyleyeceğin her şey aleyhinde delil olarak kullanılabilir, çünkü burası Amerika Birleşik Devletleri. | Open Subtitles | ،أيّ شيء تقوله سيستخدم ضدّك في المحكمة لأن هذه هي الولايات المتحدة الأمريكية |
Birileri bununla uğraşırsa, Amerika Birleşik Devletleri ile uğraşıyor demektir. | Open Subtitles | إنّ عبث أحدهم بهذا، فقد عبث مع الولايات المتحدة الأمريكية |
İnsanların benim Amerika Birleşik Devletler Başkanı olduğuma inanmaları lazım. | Open Subtitles | تحتاج الناس لتصديق أنّي في الواقع رئيس الولايات المتحدة الأمريكية |
Bu Amerika Birleşik Devletleri için olan bir rekor. | TED | هذا فقط بالنسبة للولايات المتحدة الأمريكية. |
çünkü Amerika Birleşik Devletleri Başkanı olduğunu söylediğiniz kimse kendini mütevazı hissetmez. | TED | لأن أحداً لن يشعر بالتواضع عندما يتم إخبارهم بأنهم الآن رئيس الولايات المتحدة الأمريكية. |
Amerika Birleşik Devletlerin 22.en formda şehri olarak listedeydik. | TED | كنا المدينة الـ 22 الأكثر صحة في الولايات المتحدة الأمريكية. |
Amerika Birleşik Devletlerindeki en düşük işsizlik oranına sahibiz büyük olasılıkla da en güçlü ekonomisine. | TED | لدينا أقل نسبة بطالة في الولايات المتحدة الأمريكية، والاقتصاد الأقوى على الأغلب في الولايات المتحدة الأمريكية. |
400 milyon, Amerika Birleşik Devletlerinin nüfusundan da fazla. | TED | 400 مليون شخص أكثر من كل الولايات المتحدة الأمريكية. |
Dokuz numarada ise 320 milyon kişiyle Amerika Birleşik Devletleri var. | TED | تحتل الولايات المتحدة الأمريكية المرتبة التاسعة، بحوالي 320 مليون شخصٍ. |
Amerika Birleşik Devletleri-- Las Vegas'ı kast etmiyorum. 19. yüzyıl New York'undan bahsediyorum | TED | الولايات المتحدة الأمريكية... وأنا لا أعني لاس فيغاس، أنا أعني نيويورك القرن 19. |
Ne yazık ki birçok ülkede insanların oy vermelerinin yasak olduğunu biliyoruz çünkü diğer ülkelerde seçmen baskısı var, tıpkı burada, Amerika Birleşik Devletleri'nde olduğu gibi. | TED | ولسوء الحظ، نعلم أن الناس تُمنع عن الانتخاب في كثيرٍ من الدول، إذ لدينا قمع الناخبين في دولٍ أخرى، كما نفعل هنا، في الولايات المتحدة الأمريكية. |
Kazançlar Amerika Birleşik Devletleri'ndeki şirketlere gidiyor. | TED | تذهب الأرباح إلى شركات في الولايات المتحدة الأمريكية. |
Amerika Birleşik Devletleri sınırına sığınmacı olarak gelmek zorunda kalmazdılar. | TED | لن يضطروا إلى القدوم كملتمسي لجوء إلى حدود الولايات المتحدة الأمريكية. |
Burada, Birleşik Devletler'de, dünyanın bir çok ülkesindekinden daha iyi olmayan sonuçları almak için kişi başına daha çok para ödüyoruz. | TED | هنا في الولايات المتحدة الأمريكية نحن ننفق مالًا كثيرًا للشخص الواحد من أجل نتائج ليست أحسن من دول كثيرة في العالم. |
Bugün Birleşmiş Milletler'de, sadece dokuz kişiden biri rahatsızlıkları için gerekli olan tedavi ve bakıma ulaşıyor. | TED | والآن، يوجد بالولايات المتحدة الأمريكية واحد من بين كل تسعة ممن يتلقون العناية والعلاج لاضطرابهم |
Bileşik Devletler Başkanı'nın programı çok sıkışık. | Open Subtitles | فرئيس الولايات المتحدة الأمريكية جدوله مزدحم للغاية |
Ve sadece Amerika'da da değil her ülke ve ekonomide. | TED | وليس ذلك في الولايات المتحدة الأمريكية فقط، وكن في أي دولة، وفي أي إقتصاد. |
Ama eğer B.D. 'deki 300 milyon kişi | TED | ولكن إن قام 300 مليون شخص في الولايات المتحدة الأمريكية |