"المتزوجة" - Traduction Arabe en Turc

• evli

Hayatım, evli bir kadının çalışmaması gerektiğine sen karar verdin.
عزيزتي, أنتي التي قررت أن المرأة المتزوجة يجب ألا تعمل

Salla onu. Mankenle evli, deli hatundan paraları almaya gidelim.
حسناً، لنحصل على الاموال من الفتاة المجنونة المتزوجة من دمية

Bu evli bir kadının kişisel eşyalarıyla ilgili yasal bir terimdir.
إنه تعبير قانوني لحاجيّات ومقتنيات المرأة المتزوجة

Bu bir Japon şirketi. evli kadınlar hakkında...
هذا شركة يابانية يَعتقدونَ أن الإمرأة المتزوجة

Biliyor musun Rohan, ablam her zaman yeni evli bir kadının bir eş ve gelinin birleşimi olduğunu söyler.
هل تعلم يا روهان أختي دائمآ تقول أم المرأة المتزوجة هي إتحاد من الزوجة والزوج والابن

evli kadınların mektup yazacak çok vakti olmuyor.
لا تجد المرأة المتزوجة وقتاً للكتابة غالباً

- Eğer değilsen, evli olan arkadaşımı süzdüğün için suratına bir yumruk atmak durumundayım.
حسناً، إنلم تكنشاذاً.. سأضطرلأنألكمكعلى وجهك.. لأنك تتفحص صديقتي المتزوجة

evli bir kadınla yatacak erkeklerden değilim, hayır.
لست من الرجال الذين ينامون مع النساء المتزوجة

Zaten beni sarhoş bir yeni evli olarak tanıyorlar.
انهم يعرفونني مسبقاً أنني الثملاء المتزوجة حديثاً وقد حان الوقت ليقابلوا

Tanıştığında evli olan tüm kadınların isimlerini çember içine al.
ربما هذا صحيح قم بوضع جميع الأسماء المتزوجة فى الأعلى ماذا تفعل ؟

Üç seçeneğimiz var seksi katır, evli sakal ve elma şarabı.
البغلة المثيرة، اللحية المتزوجة أو العصير الساخن

Sen her zaman mutlu olandın akıllı olandın, evli olandın.
لطالما كنتى انتى السعيدة الذكية، المتزوجة

Bütün gece oturup birbirini kesen abazanlarla dolu bir odadaki tek evli kadın olduğum için kusuruma bakmayın.
إعذروني على كوني المتزوجة الوحيده في مجموعه من المراهقين المهتاجين

Bütün gece oturup birbirini kesen abazanlarla dolu bir odadaki tek evli kadın olduğum için kusuruma bakmayın.
إعذروني على كوني المتزوجة الوحيده في مجموعه من المراهقين المهتاجين الذين يحدقون ببعضهم بنظرات حالمه طوال اليوم

Genelevler, evli olmayan kadınlar ve gayrimeşru kızları için hiç dostça yerler değildir, Bay Shaw.
الحرب ليست صديقة ل المرأة غير المتزوجة التي لديها أطفال، والسيد شو.

Ancak evli bir hanımın bir mağazada iş bulması zordu.
لكن المرأة المتزوجة ربما لن توَظّف في المتجر

İki arada bir deredeydim. Kuzenim Daisy'yi, evli bir kadını çok az tanıdığım bir erkekle bir araya getirmek doğru muydu?
أتذكر إحساسي بالتمزق هل كان من الصواب أن أحضر إبنة عمي المتزوجة

Bu ne çılgınlık ve neden evli bir kadın gibi allık sürüyorsun?
ماهذا الجنون ؟ ولم تضعين السندور كالمرأة المتزوجة ؟

Mishna, evli bir kadını asla başı açıkken evinden çıkmaması için uyarır.
الأعراف اليهودية تمنع المرأة المتزوجة من الخروج من منزلها