"المجاملة" - Traduction Arabe en Turc

    • iltifat
        
    • nezaket
        
    • İltifatı
        
    • kompliman
        
    • Kibarlık
        
    • nezaketini
        
    • İltifatın
        
    • Nezaketiniz
        
    • nezaketen
        
    • nezaketten
        
    • iltifata
        
    • İltifatını
        
    Kati, modaya istinaden, Diana'ya, sarmal kıyafetleri nohut köftesi gibi gözüküyor derken bunu aslında bir iltifat olarak kullandığımı söyle. Open Subtitles ،كايتي ، تتولي أمور الموضة أخبري ديان أنني عندما قلت .. ان ملابسها تشبه الفلافل قدت ذلك كنوع من المجاملة
    Her şeyden önce; bu, hepimizin almak isteyeceği bir iltifat gibi. TED مبدأياً، انه نوع من المجاملة كما نحب جميعاً أن نحظى
    Ama nezaket icabı görev başında öldürüldü diye rapor ettim. Open Subtitles ولكنني أبلغت بأنه من جيش التحرير الكوري من باب المجاملة.
    Burada ihtiyacımız olan biraz nezaket ve işbirliği. Open Subtitles مانحتاج إليه هنا هو القليل من المجاملة و التعاون
    Dostum bir iltifatı da kabul et. Buyur, dene. Biraz dene. Open Subtitles يا صاح ، تقبل المجاملة فقط هيا ، جرب البعض
    Sanırım bunu bir kompliman olarak algılamalıyım. Open Subtitles يُخيل لي أن في هذا الأمر نوع من المجاملة
    Bilirsin Elaine, bazen insan Kibarlık olsun diye bazı şeyleri söylerler. Open Subtitles أحياناً نقول كلمات مماثلة لمجرد المجاملة
    Çünkü, size yaptığım onca ziyarete rağmen, ...henüz benim kampıma ve bana gelme nezaketini, ...göstermediniz. Open Subtitles لأن بعد كل المرات العديدة التى قمت بزيارتك فيها فإنك لم تقم برد المجاملة من خلال زيارة مخيمى و زيارتى
    Majesteleri pek çok konuda bana iltifat ederdi. Ama kibar kelimesini yakıştırdığını anımsamıyorum. Open Subtitles أثنى جلالة الملك عليّ في العديد من الأشياء ، لا أذكر أن المجاملة كانت من بينها
    Aslında, bunu bir iltifat olarak algılamalısınız. Open Subtitles نومد : في الواقع يجب أن تأخذوا ذالك على نحو المجاملة
    Aşağılamayı iltifat gibi gösteren mükemmel bir yeteneğin var. Open Subtitles أتعرفين، لديك قدرة فريدة في جعل المجاملة تبدو مهينة ومن قال إنها مجاملة؟
    Özür dilerim ama hak edilmemiş bir iltifat duyduğumda kulaklarımın kusası geliyor. Open Subtitles انا أسف ولكن عندما أسمعها هي لا تستحق المجاملة أذناي تريدان أن تتركاني
    Kimse iltifat almayı bilmiyor. Open Subtitles لا أحد يعرف كيفية تقبل المجاملة بعد الآن.
    Bütün vampirleri yok etmek için yola çıkmış birinin, birlikte avlanacağı insanları beklemesi nezaket icabıdır. Open Subtitles إذا وضعت ميعاداً لتدمير جميع المصاصين فكان من باب المجاملة أن تنتظر مساعدينك
    Biraz da mesleki nezaket göstermek gerekir. Open Subtitles بدون ذكر شيء صغير يسمى المجاملة الإحترافية
    Fakat burada profesyonel nezaket geleneğimiz vardır. Open Subtitles تهانينا. لكنّنا لدينا تقليد من المجاملة المحترفة هنا.
    Birileri nasıl iltifatı kabul edeceğini öğrenmeli. Open Subtitles ثمة شخص بحاجة لأن يتعلم كيف يتقبّل عبارات المجاملة.
    Bunun bir yerinde bir kompliman mı var? Open Subtitles هنالك نوع من المجاملة في مكان ما من تلك الجملة
    Peşime takılmak istiyorsan, profesyonel Kibarlık gereğince, takılabilirsin. Open Subtitles إذا كنت تود مرافقتنا فبإمكانك فعل ذلك من باب المجاملة المهنية
    Neden konuşurken yüzüme bakma nezaketini göstermiyorsun? Open Subtitles لماذا لا تملك قليلاً من المجاملة وتنظر لي عندما أحدثك؟
    İltifatın için teşekkürler. Open Subtitles أشكرك على هذة المجاملة
    Bana söylediğini anneme söyleyebilirsin. Nezaketiniz için teşekkür ederim. Open Subtitles يمكنك الآن أن تخبريها بأن قد قلت لي أقدر لك المجاملة
    Müvekkilim burada nezaketen bulunuyor. Open Subtitles برفق أيّتها المحققة فموكّلتي هنا على سبيل المجاملة
    Gösterdiğim nezaketten fazlası olmayacak. Open Subtitles حسناً، ليس ما يتجاوز ما أمنحك إيّاه من باب المجاملة
    Kibar toplumlarda iltifata karsilik veririsin. Open Subtitles تعرفين هذه اكسسوارات المجتمع الراقي لرد المجاملة
    Dans değildi. Ayağım takıldı. Ama iltifatını kabul ediyorum. Open Subtitles لم تكن هذه حركة، كان حادثاً ولكن أقبل المجاملة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus