Ayrıca bugün çorba ve donmuş yoğurt günü de değil. | Open Subtitles | وطبق اليوم ليس الحساء واللبن المجمد بل السلطة والفاكهة المخفوقة |
Bu almak için son şansımız, ama donmuş yoğurt dondurmadan daha sağlıklıdır. | Open Subtitles | هذه آخر مرة أطرق فيها الموضوع اللبن المجمد صحيّ أكثر من البوظة |
Elimde olanlar, kocamın aldığı kollu battaniye üvey çocuklarımdan donmuş yoğurt etiketi ve bugünü unutan en iyi arkadaşım. | Open Subtitles | وكل الذي حصلت عليه من زوجي هو سلانكت سلانكت: بطانية على شكل ثوب فضفاض وكوبونات الزبادي المجمد أولاد زوجي |
Bize dondurulmuş ve mikrodalgada pişen gıdaların maliyetini düşürecek içerikler lazım. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى مقومات لتخفيض أسعار طعامنا المجمد و وجبات المايكروويف. |
Onu dondurucuya koydun ve maaşını almaya devam ettin. | Open Subtitles | وضعتيه في المجمد و مازلتِ تستلمين المرتب |
Bu sabah Scully'nin silahını, buzdolabında donmuş yoğurdun içinde buldum. | Open Subtitles | هذا الصباح وجدتُ مسدس سكالي في الثلاجة، في الزبادي المجمد |
Hiç dışarı çıkmazdı, spor yapmazdı, donmuş yemekler, çikolatalar ve kırmızı şarapla beslenirdi. | Open Subtitles | لم تخرج للخارج لم تقم بالتمارين كانت تعيش بالطعام المجمد والحلوى والنبيذ الأحمر |
kah kuzeyin donmuş bağrını okşayan. | Open Subtitles | الذى يسحر حتى الان النهد المجمد فى الشمال |
İyi bahane olurdu ama gerçek. donmuş adam oradaydı! | Open Subtitles | أن لدى أعذاراً أخرى لكن لا يا أمى أنه الحقيقه الرجل المجمد كان هناك |
Kertenkele parmak ucunu kustuğunda onu donmuş yoğurdun içine koyup buraya kadar getirene ne demeli? | Open Subtitles | حينما قلعت السحلية إصبعها من خزن اللبن المجمد وأسرع إلى هنا ؟ |
Sana gelince nazik bilge, umarım donmuş karbonda geçireceğin önümüzdeki 10 yılda, teşekkürlerim seni sıcak tutmaya yeter. | Open Subtitles | اما بنسبة لك ايها المترهل تشكراتي من القلب سوف تبقيك دافئ بينما تمضي العشر سنوات المقبلة في الكربونايت المجمد |
donmuş karbondioksit çözülünce gaz olur, su değil. | Open Subtitles | ثلج جاف ثنائي اكسيد الكربون المجمد تصَعد الى غاز خفي, و ليس ماء |
donmuş morina balığı sandıklarının içine konmuş. | Open Subtitles | معبأه داخل كراتين السمك المجمد القادم من الاطلسى |
Sonra Balboa Adasına gittiler, böylece George Michael büyük babasının 1953'te kurduğu donmuş muz standında çalışabilecekti. | Open Subtitles | تريد الحلقات او الرقائق اليوم ؟ ثم اتجهوا الى جزيرة بالوبا يعمل جورج مايكل فى كشك الموز المجمد |
Ailemi donmuş mağara adamı gibi incelediğini biliyorum. | Open Subtitles | اعرف انك كنت تدرس عائلتى مثل رجل الكهف المجمد. |
Çok üzgünüm. Lütfen bu 2 kiloluk dondurulmuş karidesi özür olarak kabul edin. | Open Subtitles | آسف ، أرجو أن تتقبل خمسة باوندات من الروبيان المجمد |
Biliyormusun, gaz yağıyla, dondurulmuş melekotu suyunu eşit oranda karıştırırsan, bomba yapabilirsin | Open Subtitles | هل تعلم أنك إذا مزجت الجازولين مع عصير البرتقال المركز المجمد تحصل علي النابالم |
Gaz yağı ve dondurulmuş portakal suyu konsantresini eşit oranda karıştırırsan bomba yapabileceğini biliyor muydun? | Open Subtitles | تايلر دردن هل تعلم أنك إذا مزجت الجازولين مع عصير البرتقال المركز المجمد تحصل علي النابالم |
Otları dolaba, "patlangaç"ları dondurucuya sigaralar en üste gelecek şekilde "hırgür"leri de... | Open Subtitles | قم بوضع الحشيش في الثلاجة والمشروبات في المجمد وضع السجائر في الأعلى والكوكاين |
Bunun tadı buzlu çaya benzemiyor. | Open Subtitles | هذا يبدو بلا طعم بالتأكيد مثل الشاي المجمد. |
Göçük dökülen beton kurumadan önce eski dondurucu yerine koyulduğu zaman. | Open Subtitles | حدثت عندما وضع المجمد القديم في الخلف قبل أن يجف الإسمنت |
Benim için markete gitmeni istiyorum. Koca bir kutu dolusu buz ve 15 küçük paket MM almanı istiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان تذهب الى المتجر لتشتري لي المجمد الكبير |
Senin oğlunun, geçen hafta sonu dilini buzluğa yapıştırdığını söylüyorum. | Open Subtitles | أقول أن إبنك لصق لسانه في المجمد نهاية الاسبوع الماضي |
Yılbaşı hindisini dondurucudan çıkarın! | Open Subtitles | وأذيبوا ذلك الديك الرومي المجمد الآن |