Bütün muhtaç küçük çocuklar geldiğinde, karanlıktan önce bir parça nezaketi severim. | Open Subtitles | أحب القليل من اللطف قبل الظلام قبل أن يأتي كل الأولاد المحتاجين |
Evet, iyi muhtaç çocuklara yardım gelince, ben utanmaz duyuyorum. | Open Subtitles | أجل ، عندما تتعلق المسألة بمساعدة الأطفال المحتاجين أصبح وقحة |
İnsanları birbirine muhtaç eder. Dünyanın en şanslı insanlarıdır. | Open Subtitles | ويجعل الأشخاص المحتاجين إلى غيرهم الأسعد في العالم. |
İhtiyacı olanlara yardım ettiğim sürece asla çok çalışmaktan korkmam. | Open Subtitles | لم أتراجع يوماً عن بذل الجهد في مساعدة المحتاجين بيننا |
"ben bunun ihtiyacı olana gitmesini istiyorum." Sanki reklama yatırım yapılmış paranın ihtiyaç sahiplerine hizmet için çarpıcı biçimde büyük tutarlar getirmesi mümkün değilmiş gibi. | TED | كما ان يكن المال المستثمر في الدعاية لا يستطيع ان يأتي بالكثير الكثير من الاموال ليخدم المحتاجين |
Lütfen bu parayı benim adıma muhtaçlara verin | Open Subtitles | أرجوك وزع الأموال على المحتاجين نيابة عني |
Spor salonlarını okullara ve ihtiyaç sahibi çocukların doğum günü partilerine açardı. | Open Subtitles | حتى أنّه يفتح صالاته الرياضية لطلاّب المدارس وحفلات أعياد الميلاد للأطفال المحتاجين. |
Her sene öğrencilerim en fakir, en muhtaç, en ihtiyacı olan aileler için yiyecek toplar. | Open Subtitles | كلّ عام، يقوم تلاميذي بجمع الطعام لفائدة المحتاجين لتقديمها للعائلات التي ينخرها الفقر |
Böylece bir sürü kıyafet alıp onları muhtaç çocuklara verebilirim. | Open Subtitles | لذا أنا يمكن أن أَشتري باقة من الملابسِ و من ثم أتبرع بها للأطفال المحتاجين |
Hediye çekindeki tüm parayla muhtaç çocuklara kıyafet alacaklar. | Open Subtitles | هم سيأخذون كل مال بطاقة الهدية لشراء الملابسِ للأطفالِ المحتاجين |
Çünkü belli ki zavallı, muhtaç çocuklarla yarışamam. | Open Subtitles | لانه من الواضح أنه لا يمكنني منافسة الأطفال الفقراء المحتاجين |
Bütün dünyevi mallarımdan kurtulup muhtaç olanlara yardım edeceğim. | Open Subtitles | سأقوم بتصفية ممتلكاتي المادية و سأساعد المحتاجين |
Hayatımı dünyanın diğer tarafındaki yardıma muhtaç insanların hayatlarını kurtarmaya, onları tedavi etmeye adadığımdan geri döndüğümde hastaneye kıvrılmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | تعلمين , منذ أن صرفت مدخرات حياتي لمعالجة المحتاجين حول الكوكب عدت وكان علي النوم في المشفى |
İş yerinde "muhtaç İnsanlar" için aramızda bir şeyler topluyoruz. | Open Subtitles | نحن نقوم بجمع بعض الأشياء للناس المحتاجين |
zengin ve çeşitli sosyal ağlara ihtiyacı olan insanlar onlardan daha izole olanlardır. | TED | ولكن ليس من المستغرب، هؤلاء المحتاجين لهذه الشبكة الغنية والمتنوّعة هم أكثر أشخاص معزولين عنها. |
Duyarlılık, ellerimizi ve kalbimizi, bir başkasını teselli etmek, ihtiyacı olanlarla ilgilenmek için için kullanmaktır. | TED | الرأفة تعني استخدام أيدينا وقلوبنا لإراحة الآخر. لرعاية المحتاجين. |
Daha sonra tüm gelir, ihtiyacı olanlar için acil yardım programlarına ve sosyal yardım kurumlarına bağışlanıyor. | TED | ثم يستخدمون كل العائدات ويتبرعون بها لبرامج المساعدات الطارئة وقضايا الحاجة الاجتماعية وللناس المحتاجين. |
Gidin paracıklar. İhtiyacı olan cılız çocuklara yardımcı olun. | Open Subtitles | أذهبي أيتها المعونات ، وساعدي الأطفال المحتاجين |
Birleşmiş muhtaçlara Yardım Derneği'ne bağışınız için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً جزيلاً لتبَرعكم لإغاثة الناسِ المحتاجين |
ve bana ihtiyaç duyan insanları gördüğüm zaman, onlara yardım etmek için kaldım çünkü onlar için yapabileceğim bir şeyler vardı. | TED | وعندما رأيت الناس المحتاجين لمساعدتي، كنت أبقى لمساعدتهم، لأن بإستطاعتي فعل شئ من أجلهم. |
Kendi patronun olabilirsin ve yoksullara yardım ederken güzel paralar kazanabilirsin. | TED | يمكنكم أن تعملوا لحسابكم الخاص، وتساعدوا المحتاجين وتجنوا أرباحًا جيدة من ذلك. |
Mutlu Noeller, muhtaçları unutmayın! | Open Subtitles | عيد ميلاد سعيد ولا تنسي المحتاجين |
Neden ihtiyaçları olduklarında insanlara yardım etmiyoruz, mesele Paris'tekilere | Open Subtitles | لماذا لا تساعدين الناس المحتاجين هنا في باريس؟ |