Bu fırsat için teşekkürler. Pişman olmyacaksınız, Bay editör. | Open Subtitles | أشكرك على الفرصة، لن تندم أبداً يا سيدي المحرّر |
İyi editör yazarlarını her zaman savunur kime karşı olursa olsun. | Open Subtitles | المحرّر العظيم يدافع عن ما كتبه |
Yazı kağıda geçtikten sonra, tekrar yazarın önüne gelir kopya editörüne gider, bir numaralı editöre geri gider iki numaralı editör'e gittikten sonra bilgi kontrolüne, sonra da yazara geri döner. | Open Subtitles | ثمّ يراجعها على الورقة ثمّ يعود إلى الكاتب وتعود إلى محرّر النسخ وتعود إلى المحرّر الأول والمحرّر الثاني يعود إلى تدقيق الحقيقة ويعود إلى الكاتب |
editöre gidecek olan mektubunuz Mösyö Le Comte. | Open Subtitles | رسالتك إلى المحرّر يا سيدي الكونت |
Hikaye geldiği zaman, önce kıdemli editöre gider. | Open Subtitles | القصّة تدخل وهو يذهب إلى المحرّر الكبير |
Fakat bir editör olarak bu haberi yayınlayacaksam bundan daha fazlası gerekli. | Open Subtitles | لكن يا (سكوت) بصفتي المحرّر أحتاج لبعض المعلومات لنشر هذه القصّة |
Gazetedeki editör bana bir iyilik borçlu. | Open Subtitles | المحرّر في الجريدة له أفضال |
editör, Horatio'yla beraber Polis Departmanı'nda. | Open Subtitles | هوريشيو) يحتجز المحرّر في القسم) |
- Hector bu, editör olan da bu. | Open Subtitles | هذا هو المحرّر |
Burada editöre gönderilmiş acil bir mesaj buldum. | Open Subtitles | وجدت رسالة مستعجلة إلى المحرّر هنا |
Hakemin editöre yazdığı mektubu hatırlıyor musunuz? Saygıdeğer Yargıç Cleland'i görevi suiistimale karşı aldığı sert tavır için kutluyorum. | Open Subtitles | أتذكرُ تلكَ الرّسالة الّتي كتبَها الحكمُ إلى المحرّر ؟ (أحييّالشريفالقاضيّ(كليلاند. |