Birkaç dakika sonra, siz şanslı insanlar muhteşem bir yolculuğa adım... | Open Subtitles | خلال دقائق قليلة أنتم أيها المحظوظون ستبدأون الرحلة الرائعة عبر التاريخ |
İşte ilk şanslı şehitlerimiz gidiyor. | Open Subtitles | يَذْهبُ هناك الشهداء المحظوظون الأوائل إلى سببِنا. |
Döndüğümüzde şanslı 5 finalistin kim olduğunu göreceksiniz. | Open Subtitles | عندما نعود , سنكتشف الـ 5 الاوائل المحظوظون |
Peki, şimdi sıra geldi aranızdaki birkaç şanslı delikanlıya... | Open Subtitles | الآن وقت لبعض المحظوظون لتعلم كيفية رصة التاهيتي |
Şansı olanlar şehir dışına gidebildi. | Open Subtitles | ترك المحظوظون المدن |
Öyleyse şanslısınız. | Open Subtitles | أنتم المحظوظون. |
Biriniz şanslı çocuk olacak Ve hayal edemeyeceği bir hediye kazanacak. | Open Subtitles | ما سبق ان أكلتها. وتذكر .واحد منكم ايها المحظوظون |
Döndüğümüzde şanslı 5 finalistin kim olduğunu göreceksiniz. | Open Subtitles | عندما نعود , سنكتشف الـ 5 الاوائل المحظوظون |
O sadece şanslı insanların eline böyle fırsatlar geleceğini biliyor. | Open Subtitles | و هو يعرف ان المحظوظون فقط هم الذين يحصلوا على مثل هذه الفرص |
Burası revir ve bu askerler şanslı olanlar. | Open Subtitles | هذا هو المَشْفى , و هؤلاء هم الجنود المحظوظون |
Buradakiler şanslı insanlar, oradan kurtulmuşlar. | Open Subtitles | هؤلاء هم المحظوظون , هؤلاء الناس استطاعوا الخروج |
Ah, arkadaşlarım kar yüzünden geri dönüyor. şanslı piçler. | Open Subtitles | أصدقائي بالديار سيذهبون للتزلّج اولاءك المحظوظون. |
şanslı olanlar yumurtlamak için geri gelmeyi başardı. | Open Subtitles | المحظوظون الذين نجحو بالعودة هنا ليتناسلو |
Sadece şanslı olanlar yolu bulabilir az ya da çok yaşantılarına dönmeyi başarırlar. | Open Subtitles | المحظوظون فقط من يجدون طريقهم للعودة للعالم الذي تعيشين به على الأقل. |
şanslı olanlar insani yardımlar sayesinde Amerika'ya veya diğer ülkelere gitmeyi başardı. | Open Subtitles | المحظوظون خططوا للدخول للولايات المُتحده. والبلاد الأخرى من خلال المساعدات الأنسانيه. |
şanslı keratalarmış. Hep böyle diyorsun. | Open Subtitles | يا للمتسولون المحظوظون دائماً تقولين هذا |
Aranızda şanslı olanlar Fransa'ya dönecek. | Open Subtitles | المحظوظون منا سيعودون لفرنسا كما عهدناها |
Sanırım dışarıdaki şanslı insanlar evin şu halini göremesinler diye. | Open Subtitles | حتى لا يستطيع المحظوظون في الخارج رؤية حالة هذا المكان المزرية |
şanslı olanlarınız Pazar günü tatil yapıp uyuyacak ve sikişecek. | Open Subtitles | المحظوظون منكم يُتاح لهم ألّا يعملوا يوم الأحد لأجل أن يُضاجعوا ويناموا |
Şansı olanlar şehir dışına gidebildi. | Open Subtitles | المحظوظون تركوا المدينة |
Şansı olanlar şehir dışına gidebildi. | Open Subtitles | ترك المحظوظون المدن |
İkiniz de çok şanslısınız. | Open Subtitles | أنت كلا المحظوظون جداً. |