Kızarmış ekmeği mutfaktan alıp yatak odana mı getiriyor? | Open Subtitles | يأخذ الخبز المحمّص من المطبخ إلى غرفة نومك؟ |
Felcin Kızarmış ekmek gibi koktuğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون ان السكتة الدماغية رائحتها كالخبز المحمّص |
Ve ekmeğin de Kızarmış, yanında da tereyağı olacak değil mi? | Open Subtitles | وخبزك المحمّص على أربع طبقات مع قليل من الزبدة؟ |
Eğer hergün ucuz sadöviç ekmeği yersem, kahvaltıda bir finsan çay ve bir dilim Kızarmış ekmek, öğleden önce şekerli içeçek, öğle yemeğinde çörek, ve akşam için fast-food Kızarmış tavuk... | Open Subtitles | إذا ما تناولْتُ لفافة خبز مُترهّلة كل يوم و فنجان من الشاي على الفطور، و قطعة من الخبز المحمّص و شراب محلّى بالسكّر بعد الفطور، و قطعة من الكعك المحلّى على الغداء، |
Yapan olursa tost yemek isterim. | Open Subtitles | أود الحصول على بعض الخبز المحمّص إذا كُنت تصنع البعض منه |
Anne madem ki taze ekmeğimiz var yumurtalı ekmek yapabilir miyiz? | Open Subtitles | أمّي، بما أننا حصلنا على الخبز الطازج فهل نستطيع الحصول على الخبز الفرنسي المحمّص ؟ |
Bir şişe 2005 Boulay Sancerre birkaç yengeçli kek, Kızarmış lahana baharatlı badem ve bir de Prosciutto tabağı alacağız. | Open Subtitles | سنأخذ زجاجة نبيذ "سانسيري 2005" بعض من سرطان البحر، الكرنب المحمّص اللوز المبهّر وطبق من اللحم المقدد |
Söyleyiş tarzını beğendim, Kızarmış ekmek gibi olan Melba. Çok sert ve hükmediciydi. | Open Subtitles | تروق لي طريقة لفظكِ لهذا (ميلبا) مثل الخبز المحمّص قاسية جداً ومتسلطة، دعيني أخبركِ أمراً |
Kızarmış ekmek var mı? | Open Subtitles | -هل أحضرت الخبز المحمّص ؟ |
- Kızarmış ekmeğin. | Open Subtitles | -هاك الخُبز المحمّص |
Ben de fasulyeli tost yapmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول أن أعد لنفسي الخبز المحمّص بالحبوب |
Kapıdan adımını atınca yumurtalı ekmekten gökdelen yaptırtır. | Open Subtitles | ويطلب برج الخبز الفرنسيّ المحمّص كلّما دخل المطعم |