Biri senin orada olduğunu ötse büyük bir utanç olurdu. | Open Subtitles | سيكون من المخجل أن يخبرهم احدا ما بأنك كنت هناك. |
Emin değilim. Fakat bence bu aşamada en azından denememek utanç vericidir. | TED | لست متأكدا تماما. ولكني أعتقد عند هذا المستوى أنه من المخجل عدم المحاولة على الأقل. |
Tam da babanızla aramdaki utanç verici... anlaşmazlığa son vermeye karar vermiştim. | Open Subtitles | من خلافي المخجل مع أبيك أنا هنا مع بكائي |
Çocukların kucağımızda oturmaları çok yazık. | Open Subtitles | من المخجل أن يضطر الاطفال للجلوس فى حجرنا |
Kızların bugün gidecek bir yerleri olmaması ne yazık. | Open Subtitles | انه من المخجل ان الفتيات ليس لديهن مكان يذهبن له اليوم |
Seni Kongre adayının yanına çürükler içinde geri göndermek çok ayıp olur. | Open Subtitles | كان من المخجل أن أرسلكِ إلى هذا الرجل . . ملطخة بالدماء |
Oh, aman Tanrım, saklı endişemi biliyor. | Open Subtitles | أوه، ياللهي انها تعرف سري المخجل |
Sıcaklık, utanç verici sıcaklık aramızı açıyor... | Open Subtitles | سيكون من المخجل ان ندع بعض درجات الحراره ان تقوم بمضايقتنا |
CTU'nun kötü yönetilmesinin izlerinin... ajansınıza... ve kariyerinize sıçraması utanç verici olur. | Open Subtitles | سيكون من المخجل أن يكون سوء تقديركِ في قرارات الوحدة .موجودا في إدارتكِ وفي مستقبلكِ المهني |
Ama şunu bil ki, Jerry Springer'e düşkünlüğünü herkes öğrenince utanç verici olacak. | Open Subtitles | وكما تعرفين ، سيكون من المخجل لكل شخص أن يعرف حول أدمانك لجيري سبرنكر |
Bir genç bıraktığında, hep utanç verici olur. | Open Subtitles | لأنه من المخجل أن شـاب مثلك يقرر ترك المدرسة |
Hakkında bildiğim utanç verici bir sırrı herkese anlatmakla tehdit ettim onu. | Open Subtitles | لقد هددته أن أخبر الجميع سرّه المخجل الذي أعرفه عنه |
Bunu söylemek biraz utanç verici ama lütfen Man Ok unniye iyi bak. | Open Subtitles | اعرف من المخجل قولى هذا و لكن رجاء اعتنى بمان اوك اونى |
Elimde bir yığın fotoğrafımla dolaşmam yeterince utanç verici değilmiş gibi. | Open Subtitles | أليس من المخجل السير في الأنحاء وأنت تحمل صورك |
Artık düğünlerle uğraşmaman çok yazık. | Open Subtitles | انه من المخجل انك لن تحيى حفلات زفاف بعد الان |
Kendilerine baba diyebilmeleri çok yazık. | Open Subtitles | من المخجل أن كل شخص يستطيع أن يطلق على نفسه لقب أب |
Ama seni başka bir adamın günahları için acı çekerken görmek çok yazık. | Open Subtitles | لكن من المخجل رؤيتك تتألم من أجل خطايا رجل آخر |
Onca öğle yemeği, toplantı ve akşam yemeği organizasyonunu kaybetmek yazık olacak, değil mi? | Open Subtitles | كل مآدب الغداء، والإتفاقيات وجلسات العشاء تلك. سيكون من المخجل أن تخسر كل تلك الأعمال، أليس كذلك؟ |
Zamanın bu kadar hızlı akması çok yazık. | Open Subtitles | من المخجل أن الوقت يمضي بسرعة فائقة. |
Moon gibi bir gencin bacağını kaybetmesi çok yazık. | Open Subtitles | من المخجل شاب مثل مون يفقد رجله |
Tadına bakmadan bu meyveyi koparırsak çok ayıp olur. | Open Subtitles | سيكون من المخجل أن نقطف تلك الفاكهة دون أن تتذوقها قليلاً |
Oh, aman Tanrım, saklı endişemi biliyor. | Open Subtitles | أوه، ياللهي انها تعرف سري المخجل |