Bu yol Gizli hazinelerle doluymuş... erkekleri ebedi mutluluğa götüren türden. | Open Subtitles | المسار ممتلئ للوصول للكنز المخفي إنه يقود الرجل لمتعة أبدية |
Hen Wen'i, Yasak Orman'ın kenarındaki Gizli kulübeye götür. | Open Subtitles | خذ هن وان إلى الكوخ المخفي على حافو الغابة المحرمة |
Şarkı söyleyen çalılığı bulduktan sonra sihirli şarkımızı söyleyeceğiz, havaya birer el ateş edeceğiz ve böylece Görünmez şovalyeyi davet etmiş olacağız, o da bize El Guapo'ya ulaşabileceğimiz yolu gösterecek. | Open Subtitles | لما نلاقيها نقول الجملة السحرية نضرب طلقتين في الهوا, وبعدين يظهر لنا السياف المخفي |
Paranın nerede saklı olduğunu sorduğumu söylemişsin. | Open Subtitles | قالت بأنك أخبرتها بكلامي معك بشأن مكان المال المخفي |
Bu çukurlar dipte saklanmış kabukluların yerini gösteriyor. | Open Subtitles | إشارة قذائف شفرة الحلاقة والأصداف البحرية فالعمق المخفي تحت |
Aynı zamanda, evde gizlenmiş olabilecek programı arayacaksın. | Open Subtitles | بينما هم هناك، أنت ستبحث عن البرنامجِ المخفي أيضاً |
Takip ediliyor. O ve kadın "The Hidden Door" adlı bardalar. | Open Subtitles | لقد كلفت احد رجال بتعقبه , لقد ذهب هو و الفتاة إلى نادي صغير يسمى بـ " الباب المخفي " ـ |
Keşif bulgularındaki kayıp sayfayı keşfetmeden önce başka hiç kimse size saklanan delilden bahsetti mi? | Open Subtitles | قبل أن تكتشفي الورقة المفقودة في الاكتشاف هل أخبرك أحدٌ آخر عن الدليل المخفي ؟ |
Herşey burada,Gizli anahtarım kayıp ve jakuzi zamanlayıcıda. | Open Subtitles | كلّ شيء هنا، مفتاحي المخفي مفقود، وجاكوزي على الموقّت |
Sanki Gizli bir gundem ya da baska seyler var. | Open Subtitles | هناك جدول الأعمال أو الشي المخفي يستمران |
Sanki Gizli bir anlasma ya da baska seyler var. | Open Subtitles | هناك جدول الأعمال أو الشي المخفي يستمران |
Size Gizli pazarlamanın hedefi olabilen [Gizli Pazarlama Uzmanı] bir insanın hayatından bir gün verebilirim | Open Subtitles | يمكن أن أعطيك اليوم في حياة شخص الذي قد يكون هدفا للتسويق المخفي. |
Gizli konumumuzdan ayrılıp, kendimizi alıcılara görünür hale getirmemiz gerekir. | Open Subtitles | نحن يجب أن نترك موقعنا المخفي يجعلنا مرئين لأجهزة الاستشعار الخاصة بهم |
Yarım gün sürecek yolculuk seni Gizli bir yola götürecek. | Open Subtitles | رحلة تستغرق نصف يوم ستوصلك الي الطريق المخفي. |
Sihirli şarkımızı söyleyeceğiz. Ve Görünmez şovalye belirecek. | Open Subtitles | ونقول الجملة السحرية عشان السياف المخفي يظهر |
Şimdi... yapacak mısın yoksa Görünmez ödevler hakkında biraz daha mı sohbet etmemiz gerekiyor? | Open Subtitles | الآن هل ستنضمين , أو هل تحتاجين إلي دردشة أخرى حول واجبك المنزلي المخفي ؟ |
Evrendeki en eski soru, göz önünde saklı... | Open Subtitles | أقدم سؤال في الكون، المخفي على مرأى من الجميع |
Demek bilgisayar maymuncuğu onun garip parmaklarında saklı. Yanlış. | Open Subtitles | وكذلك مفتاح عبور الحاسوب المخفي في أصابعه الرائعة تلك. |
Göz önünde saklanmış, hiç cevaplanmaması gereken soru. | Open Subtitles | السؤال الذي لا يجب أن تتم الإجابة عليه المخفي على مرأى الجميع |
O saklanmış acının üstesinden gelmen gerek. Seni içten içe öldürüyor. | Open Subtitles | يجب أن تتولى أمر الألم المخفي الذي يقتلك من الداخل. |
Bu, tarihi ceza deneyimizin gizlenmiş alt yüzü: gençler her an durdurulup aranacaklarından ve götürüleceklerinden endişelilerdi. | TED | هذا هو الجانب المظلم المخفي من تجربتنا التاريخية في العقاب: فالشباب يخشون من أنهم سيتعرضون للتوقيف والتفتيش والسجن في أية لحظة. |
"The Hidden Door" mu? | Open Subtitles | " الباب المخفي " |
Sayfalarında saklanan gizemler ne? | TED | ما هو السر المخفي في صفحاتها؟ |
Bir tür kapatıcı. | Open Subtitles | نوعا من المخفي. |