Şehir dışında oturduğunu biliyordum ama tam olarak nerede olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أنها تعيش خارج المدينة و لكنى لم أعرف أين |
Şehir merkezine gideceğim, kendime bir kız bulup... topuzumu parlattıracağım. | Open Subtitles | سأذهب إلى وسط المدينة و أبحث عن فتاة لتكون معي |
Moğollar şehrin dışına kamp kurdular ve Şehre yiyecek girişini durdurdular. | Open Subtitles | بدأ المنغوليون يعسكرون خارج المدينة . و منع التجهيزات من الدخول |
Neden Şehre giderken taksiye bindi ama geri gelirken metroyu kullandı? | Open Subtitles | لما قد يأخذ سيارة أجرة في المدينة و بعدها قطاراً للعودة؟ |
Daedalus şehrin içine bir savaş başlığı ışınlar ve hepimizi buharlaşırız. | Open Subtitles | فإن الديدالوس سترسل رأس حربي إلى المدينة و نحن جميعا سنتبخر |
Sana şehri ve prensesi sundu. - Bence bu kadarı yeterli olmalı. | Open Subtitles | لقد سلمك المدينة و الأميرة و هذا تكريم كافي علي ما أظن |
şehirden ayrıldığını duymuştum. Bana eşlik edemeyeceksin diye korktum. | Open Subtitles | سمعت أنك كنت ستغادر المدينة,و قلقت ألا تحضر الزفاف |
Her gün bu ilişkinin bittiğine yemin ettim. Bu Şehir ve seninle olan ilişkim bitti. | Open Subtitles | وكن أقسم في كل يوم أن علاقتنا أنتهت و لن أعود إلي هذه المدينة و أني لن أعود إليك |
Yoksa bu Şehre ve insanlara hizmete 18 yılını vermiş sakin, mantıklı, objektif bakışlı birinin mi? | Open Subtitles | أو الهدوء, العقلانية, وجهة نظر موضوعية من شخص ما... من كرس 18 عاماً من الخدمات العامة لِهذه المدينة و أهلِها؟ |
Yapacağımız ilk iş Şehir merkezine gidip bakanlıktaki bilgisayarları kontrol etmek olacak. | Open Subtitles | أول شئ سنفعله سنذهب إلى مركز المدينة و نتجه إلى قسم الكمبيوتر |
Artık Şehir merkezinde yaşamıyorlar ve burası da ne idüğü belirsiz kişilerle doldu. | Open Subtitles | الآن ذهبوا لأعلى المدينة و جميع من هنا لا يعرف من أين هم |
Şehir Koleji'ne geçiş yaparım diye düşünüyordum ama barmaid olacağım biliyorum. | Open Subtitles | أظن بأنني سأنتقل لكلية المدينة و لكنني أعلم بأنني سأكون ساقيه |
Kendisi Şehre kadar sana eşlik edip yolculuğun bitene kadar yanında kalacak. | Open Subtitles | الذي سيذهب معك إلى المدينة و يبقى بجانبك إلى أن تنتهي رحلتُك |
Başka bir Şehre taşınmak zorunda kalır ve baştan başlarım. | Open Subtitles | ويهمني أن نتحرك إلى آخر المدينة و البدء من جديد. |
Benim işim bu şehrin insanlarını korumak... ve sen buna izin vermeyeceksin. | Open Subtitles | عملي حماية الناس في هذه المدينة و أنت لا تدعني |
şehrin civarını koruyan ve masum deniz yaratıklarını avlayan dev. | Open Subtitles | حارس ضواحى المدينة و يقوم بأفتراس المخلوقات الساذجة |
Bak, eğer bu aileden bir kadın şehri terkedince, anlaşamazsak, oyun biter. | Open Subtitles | انظر، اذا غادرت نساء هذه العائلة المدينة و فشلنا، فقد خسرنا اللعبة |
Uygulayacağım iki tutuklama emrim var. şehirden iki kişiyle ayrılacağım. | Open Subtitles | لديّ تفويضان و سأستخدمهم سأغادر المدينة و معي رجلان |
Bilinmeyen numaralar servisi. Şehir ve yer ismi lütfen. | Open Subtitles | أدخلي المدينة و الرقم لتوجيه المساعدة, من فضلك |
Hadley'e hoşgeldiniz Şehre ve aileye. | Open Subtitles | مرحباً بك فى " هادلى" المدينة و العائلة |
Dan, mezun olacağım, notlarımı yüksek tutacağım ve herkesin Yankee gibi konuştuğu başsavcının ofisinde çalışacağım. | Open Subtitles | (سأتخرج من الجامعة يا (دان و بعدها سأنجح في اختبار الحقوق هناك شمال المدينة و سأعمل في مكتب المدعي العام حيث يملك الجميع لهجة خفيفة |