Sunucu: Bir beşlik size 10 kazandırır, 10'luk ise 20. | TED | المذيع: واحد من خمسة سيعطيك 10، 10 ستعطيم 20. |
Sunucu: Bunu yakın zamanda yapacak mısınız? Biri var mı -- JE: Ben sadece bir tarafım. Testin sadece bir tarafıyım. | TED | المذيع: هل ستفعل ذلك قريبا؟ هل هناك شخصا -- جون إدواردز: حسنا، أنا طرف واحد. أنا طرف واحد من هذا الإختبار. |
Seyrediyorum, çünkü bence kötü adam o Sunucu. | Open Subtitles | أنا أشاهدها فقط لأننى أشك فى أن المذيع جنى شرير |
Seni ana haber spikeri yapma yetkim yok. | Open Subtitles | انها ليست من سلطاتى ان اعطيك مهنه المذيع |
Üçüncü Spiker: Polis biber gazı. Dördüncü Spiker: Amansız karteller. | TED | المذيع الرابع: عصابات مفرغة. المذيع الخامس: خطوط الرحلات البحرية الكارثية. |
Muhabir: ...savaş alanı yardımcıları savaş risklerini düşürmekte yardımcı oluyorlar. | TED | المذيع: العاملين في حقل المعركة يساعدون في تخفيف مخاطر المكافحة. |
Kanal 23'ün öğlen haberleri sunucusu olabilmek için test sınavına davet edildim. | Open Subtitles | حصلت على تجربة أداء لأصبح المذيع المسائي الجديد للقناة الـ32 |
Şimdi ufak sunucumuz Neil Goldman'a gidiyoruz bugünkü heyecan dolu andan görülmemiş bir Kanal 5 videosu var. | Open Subtitles | الان نذهب الى المذيع الصغير نيل كولدمان بصورة حصرية من المشهد المثير لهذا اليوم |
Sunucu Kazuhiko Hibima saat 18.00'da kalp krizinden ölecek. | Open Subtitles | المذيع هيبيما كازوهيكو سيموت بسكتة قلبية في السادسة مساءً |
Radyodaki röportajda Sunucu ve binbaşı aksi yönlere bakan ayrı mikrofonlar kullanıyormuş. | Open Subtitles | في مقابلة الراديو، المذيع والقائد البحري كانا يستخدمان لاقطين مختلفين |
Odamda kalıp haberleri izledim. Simon yeni Sunucu oldu. | Open Subtitles | جلست اشاهد التلفزيون من سريري، سيمون هو المذيع الجديد |
Benim kocam Kanal 12 Haberlerinde Sunucu. Bundan haberi yok. | Open Subtitles | زوجي هو المذيع لقناة الأخبار 12، هو لا يجب أن يعرف عن هذا |
Sunucu bana sordu, "Gazeteciler olarak bir hikayeyi sansasyonel yapmak bizim görevimiz değil mi?" | TED | سألني المذيع: "ألا تعتقدين أنّها وظيفتنا كصحفيّين، أن نجعل الخبر أكثر إثارة؟" |
Kimse kımıldamasın yoksa gâvur Sunucu ölür! | Open Subtitles | لا يتحرك أحد أو سيموت المذيع الكافر |
- "Sunucu; kanala, yayın sponsoruna ya da... | Open Subtitles | -يتوجب على المذيع أن لا يرتكب أي فعل" .." |
Seni ana haber spikeri yapma yetkim yok. | Open Subtitles | انها ليست من سلطاتى ان اعطيك مهنه المذيع |
Ana haber spikeri Evan olacak. | Open Subtitles | أيفان سوف يحصل على مهنه المذيع |
Ana haber spikeri Evan olacak. | Open Subtitles | أيفان سوف يحصل على مهنه المذيع |
İkinci Spiker: Somali'de Kıtlık. | TED | المذيع الثاني: مجاعة في الصومال. المذيع الثالث: رذاذ الفلفل الخاص بالشرطة. |
muhabir ona zirveye ulaşmanın nasıl bir his olduğunu sorduğunda tek kelime etmedi. | Open Subtitles | وسأله المذيع كيف كان أحساسه حين وصل للقمة؟ وبدون كلمات.. |
Onu ortadan kaldırırsan sırada haber sunucusu olmak için sen varsın. | Open Subtitles | بغيابه عن المشهد، تكون انت الأقرب لمنصب المذيع. |
Yerel Emmy Ödüllü sunucumuz, Kent Brockman. | Open Subtitles | مع المذيع الفائز بجائزة (إيمي)، (كينت بروكمان) |
Hayır fakat Kanal 12 haber sunuculuğu işini isteyen tek kişi olabilirsin. | Open Subtitles | لا، ولكنك ربما الشخص الوحيد الذي أراد منصب المذيع بالقناة الثانية عشر. |
Siz Kanal 9'daki habercinin babası mısınız? | Open Subtitles | هل أنت والد ذلك المذيع على القناة 9؟ |