| Kadın çok korkuyordu, şimdi kapıyı açmıyor ama arabası garajda duruyor. | Open Subtitles | . . والآن هي لا تفتح الباب، لكن سيارتها في المرآب |
| garajda üzerinde çalıştığım makine Einstein Köprüsü'nün yeniden yapılmış hali. | Open Subtitles | والدي رأيته لأن في المرآب هو إعادة لصياعة .جسر آينشتاين |
| Ya odana geri taşınırsın, ya da hepimiz garaja taşınırız. | Open Subtitles | إن لم تعودي إلى الداخل ستقضين الليل تتمشين في المرآب |
| Onu uzaklaştırman gerek. Arka tarafa getir. Bir garaja sok. | Open Subtitles | عليك أن تخرجه أحضره من الخلف و ضعه في المرآب |
| Seni kesici aletlerden, kapalı garaj kapısından, kimyasal maddelerden uzak tutmamızı söyledi. | Open Subtitles | قال بأننا يجب أن أبعدك عن الأجسام الحادة، أبواب المرآب المغلقة، المادة الكيمياوية ,، مواد. |
| Çok fazla değil, ama belki garajı bitirmede bana yardım edebilirsin. | Open Subtitles | أنه ليس بكثير، لكن ربما يمكنك أن تساعدني أن أنهى المرآب |
| Biz tanıştığımızda bir Garajın üstünde berbat bir dairede oturuyordum. | Open Subtitles | أتعلم, عندما التقينا كنت أتعثر بتلك الشقة المقززة فوق المرآب |
| Hemen yolcu edecektim ama sonra garajdan müzik sesi duydum. | Open Subtitles | كنت سأوصلها مباشرة للخارج، ثم سمعت موسيقى قادمة من المرآب |
| Az önce hepsini garajda eski siyah beyaz televizyonu çatlamış ekranından izlerken yakaladım. | Open Subtitles | ضبطهم للتو متجمعون في المرآب, حول التلفاز القديم بالأبيض والأسود ذو الشاشة المخدوشة |
| Soğuk hava deposu tamamen doldu. Gerisini garajda buzlarla bıraktık. | Open Subtitles | الزّي محشوٌّ بكاملهِ بالتّأكيد علينا أن نرمي البقيّة في المرآب |
| garajda sanki orada kalmak istedin gibi bir hava sezdim sanki. | Open Subtitles | ظننت أنني التقطت فيبي في المرآب وأنه ربما تودين البقاء هناك |
| Lütfen Dan'e söylemeyin. Arabayı çok sever. garajda bile örter. | Open Subtitles | أرجوكما لا تخبرا دان، يحب سيارته يبقيها مغطاة في المرآب |
| Ve bütün yaprakları topladığınızda garaja gidip havuz için bir örtü alıyorsunuz. | Open Subtitles | وعندما تنتهون من التقاط جميع الاوراق ستذهبون الى المرآب وتحضرون غطاء للبركة |
| Koşu bandını ve mısır patlatma makinesini satarsak kamyonetini garaja sığdırabiliriz. | Open Subtitles | إن بعنا النورديكتراك وآلة الفيشار القديمه سنستطيع وضع سيارتك في المرآب |
| Yerinde olsam garaja ya da çamaşır odasına kafes kurardım. | Open Subtitles | إن كنت مكانك، سأبني حظيرة سواء في المرآب أو الغسيل |
| garaj kapısının açılmasını bu enerji sağlamış olmalı. | Open Subtitles | تلك الطاقة كان يمكن أن تكون الذي بدأ فتّاحة باب المرآب. |
| Dün garaj kapısı açıldığında karşımızda kimi gördük? | Open Subtitles | الذي كان يقف خارج متى باب المرآب فتح علينا أمس؟ |
| İlk önce seksi önerdim, garaj sonra geliyordu. | Open Subtitles | ,. أولا،اقترحت ممارسة الجنس، و المرآب جاء في وقت لاحق. |
| Charles Venner ve kuzeni garajı bitirmene yardım edecekler. | Open Subtitles | تشارلز وإبن عمه يأتون للمساعدة على إنهاء المرآب. |
| Hapse girdim, orada kendimi topladım. Çıktığımda Garajın yönetimini aldım. | Open Subtitles | ،دخلتُ السجن، إستجمعت حياتي هناك .وأشرفت على المرآب عندما خرجت |
| Adam garajdan çıkıyor, arabasına biniyor ve vuruluyor. | Open Subtitles | لقد خرج من المرآب ليركب سيارته، فأطلقوا عليه النار |
| Ama garajdaki buzdolabında biraz vardı. | Open Subtitles | ولكن اليوم أنا رأيت بعضا في الثلاجة .في المرآب |
| Eğer garajında buzdolabı olan tipte biriyseniz her an bir partinin olmasını beklersiniz ve hazır olmanız gerekir. | TED | إذا كنت من النوع الذي يملك ثلاجة جعة في المرآب, أنت تتوقع حدوث حفلة في أي لحظة, وعليك أن تكون جاهزا لذلك. |
| Oral seks yaptırmak için otoparka gittin ama parasını ödemek istemedin. | Open Subtitles | هبطت إلى المرآب .من أجل عمل أنت فقط لم تريد دفع ثمنه |
| Onu geçen yıl Noel partisine getirmiştim ama bütün gece otoparkta kusup durdu. | Open Subtitles | جلبته إلى حفلة عيد الميلاد العام الماضي، لكنه قضى الليلة في المرآب يتقيأ. |
| otopark kamerasındaki görüntülerde şahsın siyah Ford F-150 ile ayrıldığı görünüyor. | Open Subtitles | كاميرا المرآب تظهر يغادر في سيارة فورد سوداء |
| Hayır, Garajımda yabancı bir adamı sorgulayıp hayatını kurtarmama, tesadüfmüş gibi davranma. | Open Subtitles | لا تتعامل مثل العفوى عندما استجوب رجال غرباء فى المرآب لأنقذ حياتك. |
| Sonra orta yaşlı olacaksın Darick, ve garajına geri döneceksin | Open Subtitles | ثم ستصبح في منتصف العمر يا ديريك و سوف تعود الى المرآب |
| Bu da demek oluyor ki gece yarısında baban garajdaydı. | Open Subtitles | بحيثُ يضعك ذلك في المرآب في منتصف الليل لم يكن ابنك نائماً |
| 158 ve 159. cadde arasındaki Otoparkın etrafında çember oluşturun! | Open Subtitles | شكلوا محيطاً حول المرآب بين الشارعين 158 و159 |