Daha Demir atamadan Talos onları fark etti. | TED | ولكن قبل أن يتمكنوا حتى من إلقاء المرساة رصدهم تالوس. |
Kürekçiler yerlerine. Demir alın. Mısır'a gidiyoruz! | Open Subtitles | اديرو المجاديف, و ارفعوا المرساة ,سنبحر الى مصر |
Kaptana Çapayı kaldırmasını söyle ve Boston limanına vardığı gibi... | Open Subtitles | أخبر القبطان ان يرفع المرساة وبمجرد ان نترك ميناء بوسطن |
"Çapayı çekin. | Open Subtitles | ولن يفاجآني سماعك تصرخ أرفعوا المرساة ، سنغادر خلال ساعة |
Ve metin, sağlam bir çapa ya da yere çakılmış bir çivi gibi iş görür. | TED | ومن ثم النص يلعب دور المرساة القاسية التي هي نوع من المسامير في الأرض. |
2000 yaşında, ölümsüz, yok edilemez. Dayanak noktası bir şey değil. | Open Subtitles | شيء خالد يظلّ ألفيّ عامًا بلا تلف، المرساة ليست شيئًا. |
Nehirde Demir atacağız. Adamları ayılt. | Open Subtitles | إننا سوف نلقي المرساة في القناة إجعل الرجال يفيقون |
O Afrika nehrinde Demir atmaktandır. | Open Subtitles | ذلك ناتح من تدلية المرساة في ذلك النهر الأفريقي اللعين ، سيدي |
Meraktan ölüyordum. Sean Demir at dedi. | Open Subtitles | ـ جعلتيني أقلق حتى الموت ـ شون قال يجب أن نسقط المرساة |
Fırtına ortasında Demir atmak mantıklı mı sence? | Open Subtitles | هل تعتقدين أن إسقاط المرساة في وسط العاصفة كلاماً معقولا ؟ |
Evraklar, şu anda çevre dairesinde. Demir atıp rıhtıma yanaşmayı bekleyin. | Open Subtitles | الأوراق مع وكالة البيئة أسقطوا المرساة وانتظروا |
Ben hemen Çapayı hazırlayayım, önlem almak iyidir. | Open Subtitles | لن يكن هناك الكثير ليؤذينا. ساقوم بانزال المرساة لنكون بعيدين عن المشاكل |
- O revire saklanmıştı. - O biliyor. Çapayı gemime düşürende oydu. | Open Subtitles | زورقى على المرساة ألقى من فهى تعلم، إتها |
Harika fikir. Çapayı çek kaptan gidiyoruz. | Open Subtitles | ،فكرة رائعة ارفع المرساة أيها القبطان، ولننطلق |
Ben öne geçip çapa zincirini takayım, siz burada arka tarafta kalıp ...ne yapmanız gerekiyorsa onu yaparsınız. | Open Subtitles | حسنا سوف اصعد اذن لزاوية السطح واعلق سلسلة المرساة يمكنك البقاء هنا في المؤخرة وعمل ماعليك عمله |
Eski takım çapa at, karadan çıkarma yapmaya hazır hale gel | Open Subtitles | أيتها القائد، شكلي فريق قبل أن نرمي المرساة وإستعدوا للنزول |
İnan bana, can yeleği istesek üstümüze çapa atar. | Open Subtitles | ثق بي , ماغي , واذا كنا نسأل عن سترة نجاة , وقال انه رمي المرساة |
Öteki tarafın değerli dayanak noktası nasıl bakalım? | Open Subtitles | وكيف حال نفيستنا المرساة إلى الجانب الآخر؟ |
Ölümsüzlük büyüsünü yarattığım için benden nefret ediyorlar ve ruh ikizimle aramızda duran tek şeyin dayanak noktası olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | -يكرهونني بسبب صنع تعويذة الخلود . ويعلمون أنّ المرساة هي الحائل الوحيد بيني وبين توأم روحي. |
Dayanak noktasını bulacak bir yer bulma büyüsü yapmak için ona ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاجها لإجراء تعويذة اقتفاء حتّى يمكنني إيجاد المرساة. |
Demiri bırakın. | Open Subtitles | اسحب كبل المرساة |
...çapanı çeker, başka bir yere yelken açarsın. | Open Subtitles | إن لم يعجبك جيرانك فيمكنك رفع المرساة والرسيّ في مكان آخر |
Saat 6'ya kadar barda olmalıyız yoksa gecelik demirleme hakkımızı kaybederiz. | Open Subtitles | يجب أن نكون في الحانة بحلول الساعة السادسة أو سنفقد المرساة الليلة. |
Hayır, çok iyi anlıyorum. Artık sen dayanak noktasısın. Bu yorucu olmalı. | Open Subtitles | كلّا، أتفهّم تمامًا، أنت المرساة الآن، حتمًا هذا مُنهك. |